AKÇADAÄž
AkçadaÄŸ ilçe merkezinde yer alan AkçadaÄŸ (Arga) Höyük, Ören Höyük ve Ä°kinciler Höyük’te yapılan yüzey çalışmaları ışığında, AkçadaÄŸ ve çevresinde ilk yerleÅŸimin Eski Tunç Devri’nde baÅŸladığı, bu sürecin Hitit, Geç Hitit, Roma, Bizans ve Osmanlı dönemlerinde de devam ettiÄŸi anlaşılmıştır. Ä°lçe merkezi 1858 yılında Arga’ya (ÅŸimdiki ilçe merkezi) taşınmıştır. Ä°l merkezinin batısında, 38 kilometre mesafede bulunan ilçe, Sultansuyu boyunca uzanan AkçadaÄŸ Ovası’nda kurulmuÅŸtur. Ä°lçe alanı, doÄŸusundaki düzlük dışında genellikle daÄŸlık alanlardan oluÅŸmaktadır. Bu daÄŸlık alanlarda birçok yayla mevcuttur. MeÅŸenin çoÄŸunlukta olduÄŸu daÄŸları, çayır ve otlakların yer aldığı ova ve düzlükleriyle AkçadaÄŸ, uygun doÄŸal ÅŸartların bir araya geldiÄŸi ÅŸanslı bir ilçemizdir. Bu özelliÄŸi nedeniyle tarımsal üretimde kendine has tatlar yaratan AkçadaÄŸ, Osmanlı döneminde ordu için zahire yetiÅŸtirilen bir bölge olmuÅŸtur. Ä°deal doÄŸal koÅŸulların bir araya gelmesi nedeniyle tarihte Osmanlı Sarayı’na asil atlar yetiÅŸtiren AkçadaÄŸ, günümüzde Sultansuyu Tarım Ä°ÅŸletmesi’nde, ÅŸampiyon safkan Arap yarış atları yetiÅŸtirmektedir. Tarım ve hayvancılığın önemli geçim kaynağı olduÄŸu ilçede hâkim tarım ürünü kayısıdır. 2011 yılı nüfus sayımı sonuçlarına göre ilçenin nüfusu 29.858’dir.
AKÇADAÄž ARMUDU
AkçadaÄŸ’ın kıraç ve yüksek kesimlerinde tabii olarak yetiÅŸen bir armut çeÅŸididir. Organik madde açısından zengindir ve killi-tınlı toprakları sever. Gübreleme, ilaçlama ve budama gibi zirai müdahalelere ihtiyaç duymayan, tamamen doÄŸal bir meyvedir. AkçadaÄŸ armudu görüntü itibariyle albenili olmasada tat ve aroma açısından diÄŸer armut çeÅŸitlerinden büyük oranda farklılık göstermekte ve bu nedenle tercih edilmektedir. AkçadaÄŸ armudu, onun özgün lezzetiyle tanışmış olan kiÅŸiler tarafından adıyla aranır. Ä°l dışına da gönderilen AkçadaÄŸ armudu, ürünün bol olduÄŸu yıllarda dilimlenip kurutulur ve kak yapılarak kışa saklanır.
SULTANSUYU BARAJI
AkçadaÄŸ ilçesi sınırları içerisinde Sultansuyu Çayı üzerinde bulunmaktadır. 1986 yılında inÅŸaatına baÅŸlanılmış ve 1994 yılında tamamlanmıştır. Zonlu toprak dolgu tipine sahip olan barajın yüksekliÄŸi 53 metre, gövde hacmi 3,205 hm³ ve göl hacmi 53,3 hm³ ‘dür. Sultansuyu Barajı, Sultansuyu sulamasının kaynağının oluÅŸturmaktadır. Toplam 8.596 ha sulama alanına sahiptir.
ARGA TEPESÄ° HÖYÜÄžÜ
Tarihi kayıtlarda Arga, Arka, Arkha veya Arha olarak isimlendirilen höyüÄŸün Anadolu’nun en eski dillerinden olan Luwi dilinde yüksek, yukarı, ışıldayan, gümüÅŸ ve sunak yeri anlamlarına gelmektedir. AkçadaÄŸ ilçesi merkezinde bulunan höyük, yoÄŸun olarak Eski Tunç Çağı ve Hitit kültürlerini barındırmaktadır. Üzerlerinde Arslantepe HöyüÄŸü’nde çıkanlarla benzer ÅŸekilleri taşıyan ve MÖ 2000 yılına tarihlenen bölgenin en güzel
taÅŸ kalıpları Agra Tepesi HöyüÄŸü’nden çıkarılmıştır. Bu gün AkçadaÄŸ ilçe merkezinde bulunan höyük alanı, Arga veya Arka adıyla Orta ÇaÄŸ’da da önemli bir yerleÅŸim yeri olmuÅŸtur.
AKÇADAÄž
HARUNUÅžAÄžI YAZITLARI
AkçadaÄŸ ilçesi Han mevkiinde, dev kaya blokları üzerine yazılmış HarunuÅŸağı Yazıtları, farklı zamanlarda yazılan yazı ve çizilen ilkel resimleri ihtiva etmektedir. Yazıt, tarihi dokusu yanında doÄŸal zenginlikleriyle de önemli bir uÄŸrak yeri durumundadır.
AKÇADAÄž KAYA NEKROPOLÜ
(KAYA MEZARLARI)
AkçadaÄŸ ilçe merkezinde ve ilçenin hemen her köyünün yakınında Hitit, Frig veya Erken Roma dönemlerinnden kalan kaya mezarları bulunmaktadır. Bir arada ve sayıca en fazla kaya mezarı AkçadaÄŸ ilçe merkezinde bulunmaktadır. Bu mezarlar, akustiÄŸi ve zıplandığında kayaların çıkardıkları sesler nedeniyle yörede tintin, dumdum veya dumdumi olarak adlandırılır. AkçadaÄŸ ilçe merkezinde bulunan Kaya Nekropolü’nde (toplu mezarlık), aÄŸzı toprakla kapatılanların dışında 25 kaya mezarı bulunmaktadır.
AKÇADAÄž
HARUNUÅžAÄžI YAZITLARI
AkçadaÄŸ ilçesi Han mevkiinde, dev kaya blokları üzerine yazılmış HarunuÅŸağı Yazıtları, farklı zamanlarda yazılan yazı ve çizilen ilkel resimleri ihtiva etmektedir. Yazıt, tarihi dokusu yanında doÄŸal zenginlikleriyle de önemli bir uÄŸrak yeri durumundadır.
AKÇADAÄž LEVENT KARADAÄž
TÜMÜLÜSLERÄ°
AkçadaÄŸ ilçesi Kozalak köyünün güneydoÄŸusunda kireçtaÅŸlarının arasından onları keserek çıkan volkan nedeniyle siyah ve kahverengi kayaçlarla oluÅŸan KaradaÄŸ, 20 cm büyüklüÄŸüne kadar ulaÅŸan Ostrea fosillerinin bolca bulunduÄŸu bir alandır. KaradaÄŸ aynı zamanda Killik, Yığılçakıl ve Kıçkıçı tepeleri üzerinde bulunan
tümülüsleri ile de görülmeye deÄŸer bir yerdir. Siyah ve kahverengi taÅŸlardan oluÅŸturulmuÅŸ tümülüslerin içlerinde, bölgedeki maÄŸaralarda yaÅŸayanlara ait mezarların bulunduÄŸu tahmin edilmektedir. KaradaÄŸ, sahip olduÄŸu bu jeolojik ve arkeolojik deÄŸerin yanında, zirveye çıkıldığında sunduÄŸu eÅŸsiz bir Levent Vadisi manzarası
ile ziyaretçilerini büyülemektedir.
LEVENT VADÄ°SÄ°
BAÄžKÖY KAYA KABARTMASI
VE KAYA MEZARLARI
AkçadaÄŸ ilçesi BaÄŸköy’e giden yolun köy giriÅŸinde, büyük bir kaya kütlesi üzerindeki bir niÅŸin içinde bulunan kabartmada, ayakta durur vaziyette ellerini göÄŸsüne kavuÅŸturmuÅŸ bir insan, cepheden tasvir edilmektedir. Kaya kabartmasının bulunduÄŸu bölgede, Roma dönemi’ne ait pek çok kaya mezarları da bulunmaktadır.
BAÄžKÖY OSMANLI
MEZARLIÄžI
Levent Vadisi boyunca yerleÅŸim yerlerinin yakınlarında, günümüze ulaÅŸan pek çok Osmanlı Mezarlığı bulunmaktadır. Bunlardan birisi, 18.-19. yüzyıllara ait mezarların bulunduÄŸu BaÄŸköy Osmanlı Mezarlığı’dır.
Zengin geometrik bezeme ve semboller ihtivaeden mezar taÅŸlarının bulunduÄŸu mezarlıkta tabanca, kılıç, çarkıfelek motifi, ibrik, tarak gibi sembollerin görüldüÄŸü mezar taÅŸları dikkat çekmektedir.
AKÇADAÄž
DÄ°REKLÄ° PINAR
AkçadaÄŸ ilçesi ÇobanuÅŸağı köyü sınırları içerisindeki tabii dikit oluÅŸumudur. 30 metre yükseklikteki bir kayadan
çıkan suyun aktığı yerde, suyun içeriÄŸindeki kirecin birikmesiyle oluÅŸan dikit, pınarın aÄŸzıyla birleÅŸmiÅŸtir. Sudaki minerallerin renklendirdiÄŸi dikit, görülmeye deÄŸer doÄŸal bir güzellik oluÅŸturmaktadır.
AKÇADAÄž BAÅžYURT YAYLASI
Denizden yüksekliÄŸi 1800 ilâ 2500 metre arasında deÄŸiÅŸen ve hafif dalgalı düzlüklerden oluÅŸan BaÅŸyurt Yaylası,
irili ufaklı pek çok yaylayı içine alan geniÅŸ bir alanı kaplamaktadır. Yaylada bahar aylarında kar sularının erimesiyle küçük gölcükler oluÅŸur. Bu gölcüklerin en tanınmışı Angıt Gölü’dür. Baharda eriyen karsularıyla kabaran göl, dereler oluÅŸturarak akar ve baÅŸka bir yerde hayat kaynağı olarak yeryüzüne çıkmak üzere, bir düdene akarak kaybolur. DoÄŸal güzelliklerinin yanında BaÅŸyurt Yaylası, önemli tarihi kalıntılara da ev sahipliÄŸi yapmaktadır. Yaylada yöre insanlarınca kilise olarak adlandırılan, birbirine geçiÅŸli dehlizlerden oluÅŸan ve eski bir yerleÅŸim alanı olan birçok tabii maÄŸara bulunmaktadır. Çakşır otu ve aÄŸlayangelin çiçeÄŸi gibi endemik türlerin yanında, doÄŸal olarak yetiÅŸen armut, erik ve alıç türlerinin de bol miktarda bulunduÄŸu yayla, soÄŸuk kaynak suları, temiz havası ve bozulmamış doÄŸası ile her mevsim gezilip görülmesi gereken yerlerdendir.
KAYNAK:
MALATYA KÄ°TAPLIÄžI