Kararda, kanuna aykırı sandık kurulu görevlendirmelerini yapan seçim müdürleri ve diğer sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunulması üzerine soruşturma başlatıldığı anlatıldı. Soruşturma kapsamında öncelikle ilçe seçim kurullarına müzekkere yazılarak sandıklarda görev alan tüm kişiler ile sandık başkanı ve üyelerinin atanması işlemlerinde görev alan memurların kimlik bilgileri, sandık kurullarının oluşumu için mülki idare amirliklerince gönderilen listeleri ve sandıklarda seçim sonuçlarına yapılan itirazları ile itirazlar üzerine verilen kararların temin edildiği vurgulandı.
Maltepe İlçe Seçim Kurulunda görevli seçim müdürü E.K. savcılıkta verdiği ifadede, Maltepe'de yaklaşık 1093 sandık kurulduğunu belirterek, tüm işlemlerin sandık kurulu başkanının gözetim ve denetiminde yapıldığını söyledi. Sandıklarda görevlendirme için mülki amirlikten yaklaşık 3216 kişilik liste geldiğini, bu sayının ihtiyacı karşılamadığını belirten E.K., İlçe Seçim Kurulu Başkanlığınca SGK, İGDAŞ, TÜİK, Sağlık Bakanlığı,Vergi Dairesi ve Anadolu Adliyesinden ek liste istendiğini anlattı. Boşluğun bu listelerden tamamlanmaya çalışıldığını söyleyerek, mazeretleri kabul edilenlerin yerine de gönüllü başvuru yapanların görevlendirildiğini ifade etti.
Diğer ilçe seçim kurulu müdürleri de mülki amirliklerden gelen listelerin yetersiz kalması sebebiyle başkalarını görevlendirdiklerini, usulsüzlük yaptıkları yönündeki suçlamaları kabul etmediği belirtildi.
31 Mart 2019 tarihinde yapılan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin iptaline neden olan hukuka aykırı eylemlerin soruşturmaya konu edildiğinin kaydedildiği takipsizlik kararında şu ifadelere yer verildi: “Cumhuriyet Başsavcılığımız yetki alanında kurulu olup kanuna aykırı görevlendirme yapılan sandık sayısının genel sandık sayısına oranının düşüklüğü, kanuna aykırı görevlendirme yapılan sandıklar bünyesinde gerçekleşen işlemlerde seçim sonucunu etkileyecek ölçüde usulsüzlük bulunmaması, kanuna aykırı görevlendirilen kişilerin şüpheliler ile herhangi bir bağının olduğuna dair somut bir tespitin yokluğu, mülki amirliklerce gönderilen personel listelerinin ihtiyacı karşılamaması, şüphelilerin suç kastıyla hareket ettiklerine dair kamu davası açılmasını gerektirecek yeterlilikte delil bulunmadığı anlaşılmıştır.”