RADİKAL-Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in itirazlarını dinlemeyen hükümet, Lübnan'a asker göndermek
RADİKAL-Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in itirazlarını dinlemeyen hükümet, Lübnan'a asker göndermek için hazırlanan tezkereyi TBMM'yi olağanüstü toplayarak geçirmeyi kararlaştırdı. Başbakan Tayyip Erdoğan, 'görüş ayrılığı' konusundaki sorular üzerine, hükümetin Anayasa'nın verdiği görev istikametinde çalışmalarını sürdüreceğini söyledi.
Türkiye'nin gelişmeleri "maç seyreder gibi" seyredemeyeceğini belirten hükümet sözcüsü Cemil Çiçek de, prensip olarak, "Lübnan'a gönderilecek barış gücüne destek verilmesi kararı aldıklarını" söyledi. Çiçek, "Tezkere için TBMM'yi mümkün olursa bu hafta olmazsa gelecek hafta toplantıya çağıracağız" dedi.
Bakanlar Kurulu'nun dünkü toplantısından sonra Çiçek, şöyle dedi:
Barış Gücü'ne katılım: BM'nin aldığı 1701 numaralı karar doğrultusunda konu Bakanlar Kurulu'nda çok yönlü olarak değerlendirilmiştir. BM Güvenlik Konseyi kararı çerçevesinde ilke olarak BM barış gücüne katılmaya karar vermiştir.
TBMM toplantısı: Baştan beri Dışişleri Bakanlığı, Genelkurmay Başkanlığı, devletin ilgili birimleri muhtemel gelişmeleri dikkate alarak çalışmalar yapıyordu; bundan sonra da yapacaktır. Yarın (bugün) öğleden sonra dar çerçeveli bir toplantı daha yapılacak ve birkaç gün içinde de Anayasa ve içtüzükte de süreleri de dikkat almak suretiyle TBMM'yi asker gönderme konusuyla ilgili olarak toplantıya çağırmış olacağız.
Yeni kararname: İnsani amaçlarla havalimanlarının ve hava sahamızın kullandırılması geçmişte alınan karar çerçevesinde mümkündü; ancak bunu teyit etmek adına bugün bir kararname daha imzaya açıldı.
Maç gibi seyredemezdik: Konunun bazı çevrelerce iç politika malzemesi olarak değerlendirilebileceğini biliyoruz. Denizlerin ötesinde birçok ülke, Ortadoğu'yla bu kadar yakından ilgilenirken, adımlar atarken, yakinen alakalı bir ülke olarak buna kale arkasından maç seyreder gibi seyirci kalmamız kesinlikle söz konusu olamaz.
Şartlar yeni oluştu: Türkiye baştan beri her halükârda orada bulunalım değil, belli şartların oluşması halinde ve o çerçevede bu görev gücüne katkı vermeyle ilgili düşüncelerini ifade etmiştir. Bunun birinci şartı Güvenlik Konseyi kararının alınmasıydı; bu karar alınmıştır. İkincisi barışı tesis etmek üzere değil; barışı korumak için gitmesi amaçlanmaktaydı. 1701 sayılı karara baktığınızda esas itibarıyla üzerinde durulması gereken konu budur. Bir diğer nokta da, tarafların bu konudaki katkımıza olumlu cevap vermesi gerekmekteydi. Türkiye daha önce 28 ayrı yerde BM kararlarına uygun olarak yurtdışına asker göndermiştir.
Sezer'e yanıt: Cumhurbaşkanı kendi kanaatini ifade etmiştir. Ama hükümet olarak biz böyle bakmıyoruz. Bundan sonraki süreç TBMM ile alakalıdır.
Tezkerenin içeriği: Birliğin kompozisyonu, nerede konuşlanacağı, niteliği diğer detayları bir çalışmayla ortaya çıkacaktır. Detaylandırma işi ilgili kuruluşların en başta Genelkurmay Başkanlığı ve Dışişleri Bakanlığı'nın çalışmalarıyla ilgilidir.
Hizbullah'ın silahsızlandırılması: Barışı korumak adına gidiyoruz. Hizbullah'ın silahsızlandırılması diye bir şey söz konusu değil. Türkiye böyle bir çabanın gayretin içinde değil.
Erdoğan: Anayasal görev
Başbakan Erdoğan da, "Bu, devletin yönetim kademesinde görüş ayrılığı olarak yorumlanabilir mi?" sorusuna şu karşılığı verdi: "Hükümet olarak Anayasa'nın bize verdiği görev neyse bu görev istikametinde çalışmalarımız devam edecek. Biz hükümet olarak yaptığımız çalışmaların sonuçlarını açıkladık."
Kapusuz: 110 imza hazır
AKP Grup Başkanvekili Salih Kapusuz, Meclis'in olağanüstü toplanması için gerekli 110 imzanın hazır olduğunu söyledi. TBMM tatile girmeden olağanüstü toplantı gerekebileceği düşüncesiyle milletvekillerinden imza aldıklarını belirten Kapusuz, "Tezkere oylamasında bir sorun çıkacağını zannetmiyorum" diye konuştu.
