Warning: getimagesize(resimler/icerikler/baker-hamilton-a-donus.jpg): failed to open stream: No such file or directory in /home/haber100/domains/haber100.com/public_html/ydh/detay.php on line 18
Baker-Hamilton’a Dönüş

Warning: getimagesize(resimler/reklam/dasfa.jpg): failed to open stream: No such file or directory in /home/haber100/domains/haber100.com/public_html/ydh/reklam.php on line 16

banner1


Baker-Hamilton’a Dönüş

  • Kategori: ANALİZLER
  • 04 Haziran 2007
  • By YDH
  • 14726 görüntülenme
img
Baker-Hamilton’a Dönüş YDH

SAAF-David Ignatius’un Washington Post’ta yayınlanan 4 Nisan 2007 tarihli yazısını arkadaşımız Begüm Dönmez

SAAF-David Ignatius’un Washington Post’ta yayınlanan 4 Nisan 2007 tarihli yazısını arkadaşımız Begüm Dönmez çevirdi.

 

Baker-Hamilton’a Dönüş

 

İki partinin üyelerinden oluşan komisyon üyelerinden birisi ve Indiana eski senatörü Lee Hamilton siyasi liderleri değerlendirmek amacıyla son derece basit bir test ortaya koydu. Washington’da bir toplantı esnasında zorlu siyasi konulara ilişkin bir mutabakat sağlayabilen kişinin en iyi seçim olacağını söyledi.

 

Bu kriter temel alınarak da liderler olmasa da muhtemel birçok “fikir ayrılıkçısının” bulunduğu uzun bir liste karşımıza çıkıyor. ABD Irak’taki savaşı kaybediyor ve hasarı azaltarak gelecek için sürdürülebilir bir strateji yaratmak ve belirli bir politika etrafında birleşmek yerine Kongre ve Beyaz Sarayın askerlere fon ayrılması konusunda görüş ayrılığında oldukları görülüyor.

 

ABD’li siyaset adamlarının tamamen akıllarını kaybetmediklerine dair bir umut ışığıysa kendi partisinin aşırıcı kanadına meydan okuyan Barack Obama’dan geliyor: “Sanırım hiç kimse orada savaşan askerlerimizin hayatıyla oynamak istemez” diyor Obama Associated Press’e verdiği mülakatta. “Bu aşamada Senato’nun çoğunluğunun askerlere ayrılan fonun kesilmesi lehinde oy kullanacağını sanmıyorum” diyor Obama.

 

Obama’nın aslında mantıklı olmasını sağlayabilecek yeterli bir siyasi manevra alanı bulunuyor; çünkü kendisi en başından beri bu savaşa karşıydı. Ancak bu yine de Pazartesi günü “Obama’nın Bush’a teslim olduğunu yazan sol kanattan Kos’tan gelen tepkiyi durdurmaya yetmiyor. “Eğer Obama gerçekten kendi partisinin en partizan aktivistlerine meydan okumaya bu denli hazırsa belki de Hamilton’ın sınavını verebilecek birisidir.”

 

Demokratların sorunu, Irakla ilgili olumsuz beklentilerin etkisini dağıtmaya çalışan Bush Yönetimine katılmaya kararlı gözükmeleri. Demokratlara bakıldığında yanlış oynanan kumar Irak’tan askerlerin çekilmesi için Washington’ın takvimini dayatarak Amerika’nın Iraklıların takdirini alabileceği düşüncesidir. Ancak bu görüş son derece naif. Hatta Bush yönetiminin Bağdat’ta ucu açık bir asker artımı gibi siyaseten de görüş birliğinin sağlanamadığı bir strateji de akılcı değil. General David Petraeus’un savaş planı ne kadar dahice olursa olsun Bağdat ve Washington’da siyasi olarak sürdürülebilir olmadıkça bu plan da işe yaramayacaktır. 

 

Patraeus’un en değerli varlığı şu anda zaman yani yurt içinde siyasi bir mutabakatı sağlayabilmek. Ve bu en değerli varlık da ABD askerlerinin sayısı arttıkça elden gidiyor.

 

Şimdi Irak Çalışma Grubuna başkanlık eden Hamilton ve diğer partiden olan James Baker’a dönüyoruz. Baker Hamilton raporunun açıklanmasından 4 ay sonra rapor savaşa ayrılan fonla ilgili olarak tehlikeli bir fikir ayrılığı ortaya çıkmadan Demokratlar ve Cumhuriyetçileri birleştirmenin hala en iyi yolu olarak görünüyor.  Rapor herkes için bir şeyler söylüyor aslında:

 

2008 Mart ayına kadar ABD askerlerinin çoğunun Irak’tan çekilmesi gibi Demokratların savunduğu görüşü desteklerken Irak’ta birtakım kilometre taşı niteliğinde adımların atılması gerektiğine de dikkat çekiyor. Ancak bu önemli adımların sadece Washington’un dayatmasından ziyade Irak hükümeti ile ortak bir şekilde müzakere edilerek atılması gerektiğini savunan Bush yönetimini de onaylıyor. Rapor askerlerin geri çekilmesinin bölgedeki siyasi ve askeri koşullarla da bağlı olması gerektiğini söylüyor.

 

Baker-Hamilton raporu sürdürülebilir bir politikaya odaklanıyor. Irak’ı Bush’un savaşından çok bir Amerikan projesi haline getirebilecek bir politika… Bu da ABD’nin artık savaş operasyonları stratejisinden vazgeçip Irak askerlerinin eğitimine odaklanan bir direnişe karşı koyan stratejiyi benimsemesini gerektiriyor.

 

Ancak 5 demokrattan ve 5 cumhuriyetçiden oluşan çalışma grubu Bağdat’ta istikrarı sağlamak ya da eğitim ve ekipman çalışmalarını hızlandırmak amacıyla kısa vadeli olarak Amerikan güçlerinin sayısının artırılmasını da destekliyor.

 

Baker Hamilton raporunun en tartışmalı yanı bölgede Amerika’nın diplomatik olarak daha fazla varlığını hissettirmesi çağrısıydı.. Buna İran ve Suriye ile görüşmesi ve İsrail-Filistin sorununda bir adım atılması da dahil olmak üzere. 4 ay sonra Bush yönetimi İran ve Suriye ile Bağdat’ta masaya oturdu, Dış işleri bakanı Rice Filistin devletinin kurulması yönünde ciddi çaba göstermeye başlıyor, Temsilciler Meclisi Başkanı Pelosi de Şam’a ziyarette bulunuyor. Şimdi hepimiz birer Baker-Hamilton’cuyuz.

 

Baker-Hamilton raporu Aralık ayında açıklandığında parti tartışmalarına dayanan bir zihniyetten nasıl çıkılacağına dair bir yol gösterdi. Hala da göstermeye devam ediyor. Irak’a sorumlu birtakım Demokratların ve Cumhuriyetçilerin bir araya gelecekleri bir platform sağlıyor. Hiçbir taraf istediği her şeyi elde edemeyecek ancak her iki taraf da kendi konumları için belirli bir ölçüde destek alabilecek. Bu da zaten mutabakat sağlamanın özünde yer alıyor.

 

Irak üzerine yapılacak tartışmalar her iki tarafta da tahribat yaratacaktır. Orta Doğu’yu saymıyoruz bile. Baker-Hamilton raporu hem Bağdat’ta hem de Washington’da sürdürülebilir bir politika yaratmak için en iyi çerçeveyi sunmakta. Önde gelen Demokratlar ve Cumhuriyetçiler ilkesel olarak bu raporu desteklediklerini söylüyorlar. Öyleyse bu konuda bir şeyler yapmaları gerekiyor.



Makaleler

Güncel

Hava Durumu