Warning: getimagesize(resimler/icerikler/think-tank-kuruluslari-ve-amerika-nin-dis-politikasi.jpg): failed to open stream: No such file or directory in /home/haber100/domains/haber100.com/public_html/ydh/detay.php on line 18
Think Tank kuruluşları ve Amerika’nın dış politikası

Warning: getimagesize(resimler/reklam/dasfa.jpg): failed to open stream: No such file or directory in /home/haber100/domains/haber100.com/public_html/ydh/reklam.php on line 16

banner1


Think Tank kuruluşları ve Amerika’nın dış politikası

img
Think Tank kuruluşları ve Amerika’nın dış politikası YDH

SAAF-Doğu Arap Stratejik ve Medeniyet Araştırmaları Merkezi’nden Amerikan Dış politika uzmanı siyaset bilimci Amr Abd’ul Atî’nin yazısını arkadaşımız Furkan TORLAK çevirdi.

SAAF-Tink Tank kuruluşları Amerika’nın genel olarak dış politikasını özelde ise Ortadoğu politikasını belirleyen etkin yapılardır. Bağımsız araştırma kuruluşları olarak değerlendirilen bu kurumlar yaklaşık yüz yıldır Amerika’nın dünyayla ilişkilerinin kalıplarını belirliyorlar. Ancak think tank kuruluşlarının işlerini genel olarak medyanın dışında yürütmesi, Amerika’nın dış politikalarını etkileyen diğer kuruluşlardan daha az ilgi odağı olmalarına neden oluyor. Bu nedenle daha çok çıkar çevrelerinin rekabetleri, siyasi grupların manevraları ve hükümetin çeşitli kanatlarının rekabeti daha fazla ilgi çekiyor. Gözlerden nispeten uzak durmasına rağmen think tank kuruluşları ABD’nin dış politika üretimini beş ayrı yoldan etkiliyorlar[1]:

 

1- Dış politikada yeni düşünceler ve alternatifler üretmeleri:

 

Tink Tank kuruluşları, dış politika üreticilerinin dünyaya bakış açısına yeni fikirler katmanın yanı sıra Amerika’nın ulusal güvenlik çıkarlarına ilişkin düşüncelerin ve algının değişimini de sağlayabilir. Nitekim bu kurumlar, önceliklerin belirlenmesinde, çalışma takvimlerinin hazırlanmasında, siyasi koalisyonların ve protokollerin oluşturulmasında ve yeni başkanlık seçimlerinde etkili olurlar.

 

ABD’nin dış politika takviminin çizilmesi konusundaki yönetim değişiklikleri süreci çok güzel örnek teşkil etmektedir. Bu süreçlerde seçimlere aday olanlar birçok önemli aydından kendileri için iç ve dış politikada konum belirlemeleri hususunda danışmanlar ararlar. Nitekim başkan adayları politika uzmanlarıyla görüş alışverişinde bulunur ve seçim kampanyaları sırasında da görüşlerini denerler.

 

Bunun en belirgin örneği de 1980 yılında düzenlenen seçimler olmuştur. Ronald Reagan hükümeti Heritage Foundation’ın “değişime açık olma” başlıklı programını yönetim çalışma takvimi olarak benimsemiştir. İkinci bir durum ise 1992 yılında yayınlanan rapordur. Uluslar arası Ekonomi Enstitüsü ve Carnegie Uluslar arası Barış Kurumu (Carnegie Endowment For International Peace) tarafından hazırlanan rapor, Ulusal Ekonomi Meclisi’nin kurulmasını öneriyordu. Daha sonra yönetimi ele alan Clinton yönetimi bu öneriyi uygulamaya koydu ve Ulusal Ekonomi Meclisi’ni oluşturdu. Nitekim bu meclis günümüzde de etkinliğini sürdürmektedir.

 

Tarihi birçok örnek de ABD Dış politikasına yeni düşünceler sağlayarak istisnai fırsatların yaratıldığına şahittir. Örneğin Dış İlişkiler Komisyonu (Foreign Affairs Council), kendisine bağlı “Foreign Affairs” adlı dergide “Sovyetlerin Davranışlarının Gerekçeleri” başlıklı bir yazı yayınlandı. Amerikalı bir diplomat olan George Kennan tarafından yazılan makale ABD’nin Sovyetler Birliği’ne karşı izlediği “yumuşama” politikasının oluşumuna yardımcı oldu. Huntigton’un aynı dergide 1993 yılında yayınladığı Medeniyetler Çatışması (The Clash of Civilization) adlı makalesi de ABD’nin soğuk savaş sonrası (Post Cold War Era) dış politikasının belirlenmesi konusundaki tartışmalara katkıda bulundu.

 

Stratejik ve Uluslar arası Araştırmalar merkezinin (Center For Strategic And International Studies) birçok çalışmasının yanı sıra Heritage Foundation ve Brookings Institution’un da 20. yüzyıldan itibaren birçok çalışmalarıyla uygun stratejilerin belirlenmesi, özellikle de 11 Eylül saldırıları sonrası içeride ve dışarıdaki terör tehditlerine karşı uygun yapılanmalara gidilmesi noktasında katkıları oldu.

 

2- Hükümette çalışmaya hazır uzman sağlamaları:

 

Kuruluşlar, hükümet yetkililerine yeni düşünceler sunmanın yanı sıra yeni yönetimlerde ve Kongre’ye bağlı görevli personeli içerisinde hizmet sunmak üzere birçok uzman da sağlarlar. Araştırma merkezlerinin bu hizmeti gerçekten de Amerikan siyaseti açısından oldukça önemlidir. Zira ABD’deki yönetim değişikliği yüzlerce orta düzeydeki görevlinin değişimini beraberinde getirmektedir. Yine bu gibi durumlarda yürütme organlarındaki üst düzey yetkililer de değişir. İşte Tink Tank kuruluşları, başkanların ve bakanların bu açığını kapatırlar.

 

Nitekim Jimmy Carter’ın 1976’da başkanlık seçimlerini kazanmasının ardından Brookings Enstitüsü’ndeki birçok uzman hükümetin Dış İlişkiler Komisyonu’na girdi. Dört sene sonra Ronald Reagan ise uzman ve danışmanlarını oluşturmak için başka kuruluşları tercih etti. O iki dönem süren başkanlığı boyunca Heritage Foundation, Hoover Institution ve American Enterprise Institution’e mensup 150 uzmandan faydalandı. Şu anki Amerikan Başkanı (oğul Bush) da şu anki ve bir önceki hükümeti döneminde uzman ve danışmanlarını aynı şekilde belirledi.

 

Tink Tank kuruluşları, yeni yönetime uzmanlar sağlamanın yanı sıra hükümetteki görevlerinden ayrılan kimseler için de elde ettikleri deneyimlerini ve hükümetteki tecrübelerini kullanabilecekleri kuruluşlarda görevler belirliyorlar. Böylelikle aynı kimseler ABD’nin dış politikası çerçevesinde dönen tartışmalar aracılığıyla etkin rol oynamaya devam ediyorlar. Bu da Dış politika noktasında bir tür gayrı resmi yapıyı oluşturuyor. ABD bu yapıyla diğer ülkelerden ayrışarak kendisine özgü ayrı bir güç kaynağını elinde tutuyor.[2]

 

3- Üst düzeyde tartışma ortamı hazırlamaları:

 

Tink Tank kuruluşları, Amerika’nın dış politika seçenekleri çerçevesinde bir uzlaşmaya varılamaması durumunda ortak anlayışın geliştirilmesi konusunda da rol oynarlar. Nitekim ABD’nin dış politikasının belirlenmesinde dış politika uzmanları çevresinde güçlü destek bulmayan inisiyatifin devam edebilmesi mümkün değildir. İşte Tink Tank kuruluşları da bu noktada Amerikan yetkililerine parti dışı imkânlar sunarak yeni projeleri ilan etme, o anki politikayı açıklama ve yeni politikaların olası tepkilerinin denenmesi hususunda imkanı sağlarlar. Tink Tank kuruluşları ülkeyi ziyaret eden yabancı kişilere de topluluk önünde konuşma şartları sağlar.

 

4- ABD vatandaşlarını dünya hakkında bilgilendirmeleri

 

Tink Tank kuruluşları, sivil Amerikan kültürünün gelişimine de katkıda bulunur. Kuruluşlar Amerikan vatandaşlarını yaşadıkları dünya hakkında bilgilendirir. Nitekim küreselleşme sürecinde kitleler arası iletişim her zamankinden daha önemli hale gelmiştir. Toplumun birbirine daha fazla kenetlenmesi, uluslar arası güçler ve olaylar konusunda Amerikan vatandaşlarını daha fazla etkilemeye başlamış; vatandaşlar iç ve dış politika konusunda daha fazla ilgili tavır takınmıştır.

 

5- Arabuluculuk ve çatışmaların çözülmesi konusunda resmi çabaları tamamlayıcı imkanlar sağlama:

 

Tink Tank kuruluşları hassas diyalogları gözetim altına alarak ABD dış politikasında da etkin rol oynarlar. Bu kurumlar kimi zaman anlaşmazlık halinde olan taraflar için üçünü bir taraf sağlarlar. Nitekim Amerikan Barış Enstitüsü (American Peace Institution) Kongre’nin kendisine tanıdığı görev gereği çeşitli pazarlıkları kolaylaştırmıştır. Yine aynı enstitü anlık diplomatik olaylar ve çeşitli krizlerin yönetimi ve çözümü noktasında Amerikalı resmi diplomatlar yetiştirmektedir.

 

Yine think tank kuruluşları resmi olmayan ancak barışı sağlama konusunda önemli projeler üretebilir. Bu projeler genel olarak çatışma, anlaşmazlık ve karşıtlığın yükseldiği bölgelerde, özellikle de savaş bölgelerinde belirginleşir. Bu çerçevede bazen Amerikan hükümetinin çabalarını tamamlayıcı bazen ise Amerika’nın resmi olarak var olamayacağı yerlerde alternatif inisiyatifler yürütülür.

 

20. asrın sonlarına doğru Amerikan siyasetine hakim 1200 civarında think tank kuruluşu oluştu. Bu kuruluşlar konuları, finansları ve konumları bakımından birbirlerinden farklıydı.[3] Nitekim bu kuruluşları tasnif etmek istersek[4];

 

1) Üniversitelere bağlı kuruluşlar: Örneğin Kolombiya Üniversitesi’ne bağlı olan Ortadoğu Araştırmaları Kuruluşu…

 

2) Amerika’daki iki ana partinin finanse ettiği araştırma kuruluşları: Brookings Institution ve muhafazakar Heritage Foundation gibi Cumhuriyetçilere yakın kuruluşlar buna örnektir.

 

3) Hükümet organlarına bağlı kuruluşlar: Ulusal Savunma Üniversitesi (Nation Defense University) ve Kongre Araştırmaları Merkezi (Congressional Research Service) gibi…

 

4) Büyük özel kurumlara bağlı araştırma kuruluşları: Carnegie Uluslar arası Barış kuruluşu (Carnegie Endowment For International Peace) gibi…

 

5) Klasik dış politika kuruluşları: Örneğin Dış İlişkiler Komisyonu (Council of Foreign Relation) gibi…

 

6) Uzman kuruluşlar: Amerikan Siyasal Bilimler Derneği (American Political Science Association) gibi…

 

7) Yahudi lobilerine bağlı kuruluşlar: Amerikan Yahudi Komitesi (American Jewish Committee) ve Amerikan-İsrail Genel İlişkiler Kurulu (American Israel Public Affairs Committee -) gibi…

 

8) Amerikan hegemonyasına karşı olan çoğu sol oluşumlarla ilişkili kuruluşlar: National Pacifica ve sağ muhalif Lyndon LaRouche gibi…

 

9) Kilislere, dini kurumlara, çeşitli azınlıklara, siyasetçi ve toplum bilimcilere bağlı diğer kuruluşlar.

 

Bu kuruluşlardan her birisi kendi aralarında çeşitli ve farklı bölümlere ayrılıyorlar. Yine bu kuruluşlar Amerikan Dış politikasına etki edebilmek için çeşitli strateji ve taktiklere dayanıyorlar. Bunlardan bazıları şöyle[5];

 

1- Televizyon ve medya kuruluşları: Think tank kuruluşlarına bağlı araştırmacılar düzenli olarak program ve akşam haberlerine çıkarlar. Çeşitli gazeteler de birçok kez bu konuşmaları yayınlar.

 

2- Toplu konuşma (Public Appearance): Think tank kuruluşlarına bağlı araştırmacılar fiili olarak topluluklara karşı konuşma imkânı bulurlar. Bu üniversitelerde, fakültelerde, seminerlerde, panellerde, çeşitli kuruluşlarda, dışişleri bakanlığının eğitim programlarında olabilir.

 

3- Karar mekanizmalarına ulaşma (Access to policy maker): Bu kimseler direkt olarak Beyaz Saray ve Dışişleri Bakanlığı’ndaki karar mekanizmalarıyla temas kurarlar.

 

4- Kongre şahitlikleri (Congressional Testimony): Kongre’deki bazı ana yahut özel komisyonlar genel bir konuyu araştırırken o konuya ilişkin think tank kuruluşlarından uzman kimselere başvurur.

 

5- Danışmanlar Kurulu (Advisory Panels): Think tank kuruluşlarının birçok programını üst düzey danışmanlar yönetir. Bu kimseler genellikle dışarıdan ve genellikle de iş adamları çevrelerinden de çok tanınan kimselerden olur. Bu kimseler kendi çalışmalarına finansın artması için yardımlarda bulunurlar.

 

6- Kişisel bağlantılar (Personal Contacts): Think tank kuruluşlarındaki uzmanların birçok önemli bağlantısı olur. Bu sadece gazetecilerle bağlantıları değil; hükümet yetkilileri, savunma, dışişleri ve ABD’nin dışarıdaki temsilcileri gibi hükümet kurumlarındaki müdürlerle bağlantıları da kapsar.

 

7- Hükümet deneyimi (Governmental Experience): Hükümet çevrelerinde bazı kimselerin bu tür kuruluşlarla bağlantıları vardır. Örneğin Bush yönetiminde etkinliği olan Amerikan Savunma Bakanlığı deneyimine sahip Donald Rumsfeld’in ve Paul Wolfowitz gibi kimselerin “American Enterprise Institution” gibi kuruluşlarla ilişkisi vardır.

 

8- Bilgi sağlanması: Bu kuruluşlar siyasi karar üreticilerine gerekli bilgileri sağlarlar. Nitekim yine aynı kuruluşlar belirli konularda yahut belirli bir ülkeye karşı izlenecek politikada karar mekanizmalarına nitelikli çalışmalar sunarlar. Bu kuruluşlarda çalışan birçok uzman aynı konu da çeşitli alternatifler, taktikler ve stratejiler üreterek karar mekanizmalarının ülkenin hedeflerini gerçekleştirmede daha kapsamlı hareket imkânını sağlarlar.

 

Dipnotlar:

 

[1] Konu hakkında daha fazla bilgi için: Richard Haas, “Think tank kuruluşları ve ABD’nin Dış politikası”, 2002 Kasım: www.Usinfo.state.govjournalsitps1102ijpahass.htm Münzir Süleyman, “Ulusal Güvenlik ülkesi ve Amerikan Karar Üreticileri: Analizler ve kavramsal çerçeve” (El-Mustaqbal Al-Arabi, Sayı: 325, 2006 Mart, s.35)

 

[2] Hem Amerikan hükümetinde hem de think tank kuruluşlarında çalışmış daha fazla isim için: Kasım 2002: www.Usinfo.state.govjournalsitps1102ijpadoor.htm

 

[3] Richard Haas, “Think tank kuruluşları ve ABD’nin Dış politikası” aynı kaynak.

 

[4] Dr. Muhammed Secadibor, “Amerikan Dış politikası ve araştırma kuruluşları”, İran seçmeleri, sayı: 38, Kasım 2003 s.71-72

 

[5] Halid Hamid Tahir Şinkat, “1990-2004 yılları arası ABD’nin BM politikası”, Kahire Ekonomi ve Siyasal Bilimler Fakültesi, 2005, s.173-175

 



Makaleler

Güncel

Hava Durumu