SAAF-RAND'ın Irak’taki ABD askerleri birimlerinin güçlendirilmesine yönelik önerilerini içeren bu çalışması, arkadaşımız Sümeyye YILDIZ tarafından tercüme edildi.
SAAF-Eric Peltz RAND Arroyo Merkezinde ileri düzey bir yönetim sistemleri analizcisi ve lojistik program direktörü, Marc Robbins RAND ileri düzey bir yönetim bilimci, Ken Girardini ise RAND’da ileri düzey bir operasyon araştırmacısıdır. Söz konusu araştırmacıların Irak’taki ABD askerleri birimlerinin güçlendirilmesine yönelik önerilerini içeren bu çalışma, arkadaşımız Sümeyye YILDIZ tarafından tercüme edildi.
2003 Baharında Saddam Hüseyin’i deviren Irak’a Özgürlük Operasyonu (Operation Iraqi Freedom, OIF) temel mücadelelerdeki hemen her konuda, askeri hedefleri gerçekleştirmede başarılı oldu. Ancak ABD ordusunda ve daha geniş savunma camiasında bizim analizlerimizin de desteklediği inanışa göre bu başarı sayısız lojistik probleme rağmen gerçekleşti.
Mart 2003’te kara kuvvetleri saldırıya geçtiği zaman, gereken tedariki taşıyacak yeterli sayıda yük kamyonu yoktu. Bunun nedeni yük kamyonlarına beklenenden fazla talep olmasıydı. Sonuç olarak, benzin hariç diğer tedarik yetmedi (yiyecek, su, cephane gibi diğer ihtiyaçlara nazaran benzin en iyi planlanan ve kaynaklarına daha rahat ulaşılabilen şeydi).
İlerleyen askeri birimler, hareket halindeyken tamir parçaları sipariş etmek için ihtiyaç duyulan haberleşme ekipmanlarından mahrum kaldılar. Bu, özellikle de 3. piyade tümeni için sorun oldu, çünkü Kuveyt’ten sağlanan ve elverişli olmayan parçalara güvenmek zorunda kaldılar.
İşgalden hemen sonra, Amerika’dan gelen gereçlerin dağıtımında ciddi problemler yaşandı. Bu problemler tamir parçalarının Irak’taki ABD birliklerine dağıtımını oldukça geciktirdi. Aslında, temel savaş birimlerinin elindeki tamir envanteri, kırık parçaları tamir etmek için ihtiyaç duyulanın yüzde onundan daha azdı.
Amerika’dan mal gönderimi, ordu ve ABD Savunma Lojistik Ajansı arasında, mal gönderimini yurtiçinde birleştirme konusundaki yanlış haberleşmeden dolayı sekteye uğradı. Böylece ortaya hiç beklenmedik fazladan iş yükü çıktı. Bu da ertelemelere ve gönderilen malların kaybolmasına neden oldu. Mesela Irak’taki birimler başka birimler tarafından istenen parçaları aldılar. Daha sonraları, istikrar çalışmalarının çapı ve hızı büyüdükçe, tamir parçalarına ve diğer tedarike talep, OIF’yi destekleyen yurtiçi dağıtım merkezinin kapasitesini aştı. Savunma Lojistik Ajansının sermaye onayı kazanması, kapasiteyi artırması, gecikmeyi telafi etmesi dokuz ay sürdü.
2003 yazında ve bunun sonrasında operasyonlar ağır bir şekilde devam ederken, orduda tamir parçaları azaldı. Ulusal savaş kaynakları, ikmal kapasitesi ve sermaye yetersiz kaldı. Dahası, bu faktörler yüzünden ordunun istediği temel tamir parçalarının, örneğin makinelerin sipariş oranı, tüm siparişlerin yüzde 35’i oldu. Bu sorunların giderilmesi 2005 sonlarına kadar sürdü.
Riski azaltmak ve gelecekte benzer problemleri önlemek için birliklere çeşitli önerilerimiz var. Bunlar tedarik zinciri için iç organizasyon yapısındaki ortak görüşlerden, çeşitli lojistik detaylarına kadar geniş bir alana değişiyor. Ortak görüşümüz, özel sektör, ordu, diğer askeri servisler ve ordu güçlerini destekleyen diğer savunma birimleri arasında daha iyi bir bütünleşme sağlayabilmek. Lojistik detaylar ise, ordu lojistik birimleri için gelişmiş haberleşme sistemleri, potansiyel olasılıklara yer veren gelişmiş envanter, bir belirsizlik veya sürprizle karşılaşmamak için planlanmış ve bütçe ayrılmış işlemler ve bütün lojistik sistemi için müşterek ve kurum içi eğitimleri içeriyor.
Tedarik zincirinin, iç organizasyon yapısı hakkında bütün askeri tedarik zinciri organizasyonlarının kabul ettiği ilke ve roller çerçevesinde birleştirilmesi gerekir. Böyle bir karar, her bir işlem ve organizasyonun kendi içindeki optimizasyonundan çok, genel etkililiğe önem vermesini sağlar. Bizim gördüğümüz çoğu lojistik sorunu, tedarik zincirinin ya diğer kısımlarla birlikte çalışmamasından ya da savaş alanındaki birimlerin ihtiyaçlarına net olarak odaklanılmamasından kaynaklanıyor.
Fon önceliği, lojistik birimlerin haberleşme sistemine verilmeli. Karşılıklı görüş gerektirmeyen (non-line-of-sight), mobil haberleşme uzak mesafelerde çalışan lojistik güçler için temel bir ihtiyaç. Etkili bir şekilde çalışmak için, lojistikçilerin savaş alanında değişen durumlara çabuk cevap vermesi zorunlu bir durum. Yoldaki tedarikin kullanılabilirliği hakkında zamanında ve kesin bilgiler de operasyon komutanları için ayrıca önem taşıyor.
Envanter planlaması sırasında, istikrar çalışmaları için yeterli eğitim gerekir. Bazı tedarik problemleri, uzun süren istikrar ve isyan bastırma operasyonlarındaki aşırı talepten kaynaklanıyor. Aslına bakarsanız, bu hiç de sürpriz değil çünkü benzer operasyonlar, lojistik kaynak ihtiyacı belirlenirken göz önünde bulundurulmuyor. Bundan böyle, envanter ve diğer lojistik ihtiyaçların belirlenmesinde, önceden veya kriz anında düşünülmüş istikrar senaryoları göz önünde bulundurulmalı.
Kaynak planlaması, belirsizlik ve kapasite yetmezliği durumlarını içerecek şekilde yapılmalı. İşler bir kez olsun geciktiğinde kapasite, sadece gecikmeyi telafi edecek şekilde değil aynı zamanda devam eden umulmadık talebi karşılayacak şekilde artırılmalı. Sistemde ne kadar yavaş ya da tampon kapasite olması gerektiği yönündeki kararlarda bilgilendirmek üzere, planlama sürecindeki risk değerlendirmeleri, yetersiz kapasitenin operasyonlara uzun vadede etkisini göz önünde bulundurmalı. Sürprizler tahmin edilmeli ve tedarik zinciri buna cevap verebilecek kadar çevik olmalı.
Müşterek eğitim esnasında bütün lojistik sistemlere tatbikat yaptırılmalı. Ordu, hangilerinin zaruri müşterek organizasyonlara hazırlıksız olduğunu belirlemek amacıyla bütün lojistik birimlerini gözden geçirmeli. Alıştırmalar sırasında, taktik birimleri, eksik görülen lojistik operasyonları yeniden tertip etmeli. Olay yeri komutanları, olay yeri dağıtım sistemlerini planlamalı. Olay yeri dağıtım merkezleri kurulmalı. Limanlar açılmalı. Hatta ulusal düzeyde yedek parça planlaması ve finansal onay birimleri denenmeli. Alıştırmalar engelleri ve darboğazları açığa çıkarmanın yanında daha sonraki savaşları yürütmeyi kolaylaştıracaktır.
Bütün durumlarda kabul edilebilir risk seviyesi sınanmalı. Irak’a Özgürlük Harekâtı’ndaki birkaç gün, “şamal” olarak da bilinen kum fırtınasının neden olduğu iki-üç günlük gecikmenin sınırlı sayıdaki gereçle çalışan bir gücü nasıl engellediğinin dramatik bir örneği oldu. Lojistik sistem, fırtınayla ancak baş edebildi, o da taktik birimlerindeki ucu ucuna yeten envanter sayesinde. Şimdiki amaç, lojistik sisteminin nasıl daha iyi çalışabileceğini belirlemek ve neyin ancak yetebileceğini bilmek için hava durumu üzerinde olabilecek gelecek fırtınaları tahmin edebilmek.
İlgili Okumalar:
Sustainment of Army Forces in Operation Iraqi Freedom: Battlefield Logistics and Effects on Operations ,Eric Peltz, John M. Halliday, Marc L. Robbins, Kenneth J. Girardini, RAND/ MG-344-A,2005,116 pp.,four-color illustrations,ISBN 0-8330- 3806-0,$30.