SAAF-Mazlumder, İsrail’in Gazze sahiline yaptığı topçu saldırısını kınayan bir protesto gösterisi düzenledi.
SAAF-Mazlumder, İsrail’in Gazze sahiline yaptığı topçu saldırısını kınayan bir protesto gösterisi düzenledi.
Dün İsrail Büyükelçiliği önünde toplanan Mazlumder yöneticileri, son İsrail saldırılarını kınayan bir basın açıklaması yaptı. Basın açıklaması öncesi elçiliğin önüne bir siyah çelenk bırakan grup ellerinde: “Siyonizim=Nazizim”, “Bebek Katili İsrail”, “İsrailsiz Ortadoğu” İsrail zulmüne son” yazılı dövizler taşıdı. Basın açıklamasına AKV, Vahdet Vakfı, Genç Birikim Dergisi ve Eğitimbir sendikası da destek verdi.
Mazlumder Genel Başkan Yardımcısı Nurullah D. Sarıhan’ın okuduğu basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
“İsrail işgal yönetiminin son günlerde Filistin halkına yönelik insanlık dışı saldırılarını yeniden artırması endişe verici boyutlara ulaşmıştır. İşgal yönetiminin Gazze’de sivil halka yönelik saldırıları açıkça terör olayıdır. Bir yandan tek taraflı yol haritası ile barışı tesis etme iddiaları dile getirilirken diğer yandan izlenen politikalar tam tersi bir niyet ve iradenin varlığını gözler önüne sermektedir.
BM Genel Sekreteri’nin sadece endişe ve üzüntülerini dile getirmekle yetindiği saldırılar karşısında, hiçbir uluslar arası mekanizmanın caydırıcı rol oynamaması işgalci terörü desteklemekten başka bir şey değildir.
Her defasında demokrasiden dem vuranlar Filistin’de gerçekleştirilen seçimlerin sonuçlarından duydukları rahatsızlığın bedelini bütün Filistin halkına ödettirmeye çalışarak seyirci kaldıkları saldırı ve katliamların ortağı, sorumlusu konumundadırlar.
Hamas’ı hükümet yapan iradeyi kabul etmeyenlerin olası bir referandumu gündeme getirmesi tam bir çifte standart ve iki yüzlülüktür. Özellikle o bölgenin tapularını ellerinde bulunduğunu söyleyenlere sesleniyoruz: Bölgede işgalci terörün hedefi olan insanlara sahip çıkın. Unutmayın ki yeterince net tavır koymamanız İsrail yönetimini hukuk dışı uygulamaları konusunda cesaretlendirmektedir.
Filistin yönetimini karşı saldırılara yönelmeye teşvik eden saldılar sorunun tümüyle çözümsüzlüğüne ortam hazırlamaktadır. Uluslar arası hukuku hiçe sayan, insan hakları örgütlerinin uyarılarını dikkate almayan İsrail yönetimi açıkça savaş suçu işlemektedir. Sadece Ortadoğu’nun değil, bütün dünya barışını tehdit eden söz konusu saldırgan politikalara bir an önce son verilmeli, Hamas ve El-Fetih ise terör yönetimine karşı birlikte hareket ederek hazırlanan oyuna düşmemeliler.
Mülteci kampları ve cezaevlerinde insanlık dışı uygulamaları devam ettiren İsrail yönetimi insanlığa karşı işlediği suçlar dolayısıyla mutlaka yargılanmalıdır. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı, hükümet ve Türkiye-İsrail dostluk grubu üyesi milletvekilleri başta olmak üzere ilgili bütün taraflar yaşanan olaylar dolayısıyla sorumluluk altındadır.