Warning: getimagesize(resimler/icerikler/span-style-font-size-9pt-line-height-115-font-family-verdana-sans-serif-mso-fareast-font-family-calibri-mso-bidi-font-family-arial-mso-ansi-language-tr-mso-fareast-language-en-us-mso-bidi-language-ar-sa-guclenen-irak-ta-dengeler-yeniden-kurulurken-span.jp): failed to open stream: No such file or directory in /home/haber100/domains/haber100.com/public_html/ydh/detay.php on line 18
<SPAN style="FONT-SIZE: 9pt; LINE-HEIGHT: 115%; FONT-FAMILY: 'Verdana','sans-serif'; mso-fareast-font-family: Calibri; mso-bidi-font-family: Arial; mso-ansi-language: TR; mso-fareast-language: EN-US; mso-bidi-language: AR-SA">Güçlenen Irak’ta dengeler yen Güçlenen, Irak’ta, dengeler, yen" /> Güçlenen, Irak’ta, dengeler, yen" /> Güçlenen Irak’ta dengeler yen" /> Güçlenen Irak’ta dengeler yen" /> Güçlenen Irak’ta dengeler yen" /> Güçlenen Irak’ta dengeler yen"> Güçlenen, Irak’ta, dengeler, yen">

Warning: getimagesize(resimler/reklam/dasfa.jpg): failed to open stream: No such file or directory in /home/haber100/domains/haber100.com/public_html/ydh/reklam.php on line 16

banner1


Güçlenen Irak’ta dengeler yen

Güçlenen Irak’ta dengeler yen"> img
Güçlenen Irak’ta dengeler yen YDH

YDH- 6News televizyonu Ortadoğu haberleri editörü Furkan Torlak, merkezi hükümetin güçlendiği Irak’ta değişmekte olan siyasi dengeleri analiz ediyor.

YDH- 6News televizyonu Ortadoğu haberleri editörü Furkan Torlak, merkezi hükümetin güçlendiği Irak’ta değişmekte olan siyasi dengeleri analiz ediyor.

 

Irak’ın 20 Mart 2003’de ABD tarafından işgal edilmesi ve ardından muhalif Kürtlerle Şiilerin katılımıyla başlatılan siyasi süreç, Kuzey Iraklı Kürtlere Irak içerisinde önemli bir pozisyon kazandırdı. Kürtler elde ettikleri kazanımları sürekli artırırken, Sünnilere karşı kendilerine muhtaç durumda olan Şiilere sürekli olarak hükümetten çekilme kartını gösteriyordu.

 

Böyle bir zeminde yükselen siyasi süreçte Kürt-Şii ittifakı Türkiye’nin Irak’taki çıkarlarını tehdit ediyor; Ankara, Kürtlerle Şiilerin Kerkük ile Bağdat’ı takas etme ihtimalinden tedirgin oluyordu.

 

Ancak zaman içerisinde Türkiye’nin de önemli desteğiyle Sünnilerin siyasi sürece katılması, “ulusal uzlaşma” planı çerçevesinde gevenlik sorunlarının çözülmesiyle Bağdat yönetiminin güçlenmesi şartları değiştirdi.

 

Bağdat yönetimi artan petrol fiyatlarıyla ekonomik alanda güçlenirken, “ulusal konularda” Sünnileri yanına çekecek parlamento aritmetiğini sağlayarak Kürtlere karşı bir tür bağımsızlık elde etti. Türkiye’nin Kuzey Irak’taki PKK üslerine düzenlediği hava saldırıları da -resmi söylemlerinde her ne (kadar) tepkili gözükse de- Bağdat yönetimine Kürtler karşısında psikolojik bir üstünlük sağladı.

 

Nihayetinde Bağdat, başta Kerkük olmak üzere birçok konuda Kürtlere karşı daha cesur adımlar atan bir yönetim olarak sahneye yeniden çıktı.

 

Merkezi hükümet güçleniyor

Irak’ta merkezi yönetimin güçlenmesinin arkasında güvenlikten, ekonomiye, politikadan dış desteğe kadar birçok neden var. Ancak hiç kuşkusuz bunların başında Bağdat yönetiminin kendi yetki sınırları içerisinde güvenliği büyük oranda sağlamış olması geliyor.

 

Hükümet bu noktada öncelikli olarak El Kaide ile “direniş”in liderliği konusunda problem yaşayan Sünni Aşiretleri, “Uyanış Konseyleri” adı altında silahlandırdı. Nitekim Saddam’ın idam edilmiş olması güvenlik sorunu yaşayan kafası karışık aşiretleri hükümete yöneltti.

 

Güney Irak ve Bağdat’ta sorun yaratan Şii milisleri “Sadr grubu” ile yapılan anlaşma sonrası kontrol altına aldı. Nitekim Baasçıların eski görevlere önemli ölçüde iade edilmesi ve eski emeklilerine maaş bağlanması da hükümet karşıtı çabaları etkisizleştirdi.

 

Petrol ve enerji fiyatlarındaki artış da Irak’ın alt yapı çalışmalarına ayırdığı bütçenin artırılmasını sağladı. Güvenlik güçleri, elektrik ve su arıtma sistemleri, yol ve diğer altyapı çalışmaları gibi konularda hükümet daha bir eli bol davranmaya başladı. Nitekim Bağdat’ın ABD’ye 36 adet F16 siparişi vermesi Bağdat’ın orduyu güçlendirme konusunda stratejisinin önemli bir işaretiydi.

 

Diğer yandan Iraklı Sünnileri buluşturan bir çatı niteliğindeki Irak Uzlaşma Cephesi’nin de hükümete dönmesi, Bağdat yönetimini siyasi olarak güçlendirdi. Nitekim hükümetin Sünnilerle uzlaşması, başta Suudi Arabistan ve Mısır olmak üzere komşu ülkelere yönelik olumlu bir mesaj niteliğini taşıyordu.

 

Ayrıca dışarıda bir meşruiyet sorunu yaşayan Bağdat, İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad, Türkiye Başbakanı Tayyip Erdoğan, Ürdün Kralı Abdullah’ın ziyaretleri ve körfez ülkelerinin büyükelçilik açma kararları sonrası güven kazandı. Bu noktada Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Suud el-Faysal’ın Bağdat’ı ziyaret etme kararı alması artık kaçınılmazdı.

 

Türkiye gelişmelere ayak uyduruyor

Türkiye’nin yıllardır Irak’taki müttefiki jeo-kültürel gerekçeler uyarınca Türkmenler olarak biliniyordu. Ancak Irak’taki Türkmenlerin önemli bir bölümü Şii ve Azerbaycan’dakinin aksine Türkiye bu nüfus (kesim) üzerinde göreceli olsa da nüfuz sağlayamadı. Nitekim yeniden yapılanma sürecinde olan Irak’ta, müttefik Irak Türkmen Cephesi ile inisiyatif almak mümkün olmuyordu.

 

Ankara’yı Irak’ta yeni müttefikler aramaya ve Sünni Araplarla yakınlaşmaya iten nedenin de bu algı olduğu belirtiliyor. Bu bağlamda Türkiye, dini hassasiyetleri ön planda tutan ve Sünni Arapların meclisteki en büyük temsiline sahip İslam Partisi (Hizb-i İslami) ile yakınlaştı. Tarık el-Haşimi bu çerçevede desteklenirken radikal Sünni unsurlar da siyasi sürece çekilmeye çalışıldı.

 

Lakin Irak hükümetinin Şii ağırlıklı olması ve Sünni partilerin gidişatı belirlemedeki yetersizliği Ankara’yı Şii cephede müttefik arayışına yönetti. Ancak bu çerçevede Şiiler arasında, dini hassasiyeti Irak İslam Yüksek Konseyi’ne nazaran daha zayıf olan ve ulusal eksende politikalar yürütmesi beklenen Dava Partisi’ne yöneldi.

 

Sonuçta başbakanlık koltuğunu da elinde bulunduran Dava Partisi lideri Nuri el-Maliki Türkiye ile yakınlaşma sürecine girdi. Nitekim Suudi Arabistan ve İran arasında sıkışan Maliki için Türkiye en uygun çıkış kapısıydı. Ayrıca Ankara, Şii Arap partiler içerisindeki Türkmen asıllı milletvekilleri aracılığıyla Irak meclisinde ağırlık kazanmaya devam etti.

 

Kürtlerle Araplar karşı karşıya geliyor

Irak’ta Araplarla Kürtleri karşı karşıya getiren ve Sünni-Şii yakınlaşmasını sağlayan belli başlı konular var. Bunların başında hiç kuşkusuz Erbil yönetiminin yetkileri, hükümetle ve komşu ülkelerle ilişkileri geliyor.

 

Kürt yönetiminin, komşu ülkelerle ilişkileri gerginleştirmesi ve Bağdat yönetiminin onayı olmadan petrol anlaşmaları imzalaması başlıca sorunlar… Araplar, Kürt yönetiminin cari şartlardan yararlanarak bağımsız bir devlet gibi davranmasından oldukça huzursuz görünüyor.

 

Bir diğer anlaşmazlık meselesi ise bölgesel yönetime bağlı peşmerge güçlerinin sayısı, yetkisi ve bütçesi. Taraflar bu konuda birbirlerini razı edecek bir anlaşmaya henüz varabilmiş değil. Cari durum hükümetin peşmerge sorununu ileriki bir tarihe ertelemesi ve Kürtlerin de kazanımlarını daha da artırma çabaları paralelinde sürüyor.

 

Nitekim Diyala kentine bağlı Hanıkin bölgesinde Irak ordusu ile peşmerge güçleri arasında yaşanan gerginlik “statüko”nun çok ince bir ipliğe bağlı olduğunu gösteriyor. Aynı zamanda bu durum, Kürtlerin F-16 siparişi veren Bağdat yönetimine “silahlanma” konusunda tepki göstermesi şeklinde de yansıyabiliyor.

 

Petrol zengini Kerkük kentinin statüsü meselesi de taraflar arasındaki ilişkilerde gerilim kaynağı. Kürtler Kerkük’ün Bölgesel Yönetime bağlanması isterken; Türkmenler bölgenin özerk bir bölge olmasından yana. Araplar ise bölgenin merkezi hükümetin kontrolünde olması gerektiğini savunuyor.

 

Cari durumda Arapların “yönetimde paylaşım” çözümü, Türkmenlerin talepleriyle uyuşurken, Kürtlerin kentteki makamları kendi lehlerine bölüştürme taktiğiyle çatışıyor. Gelinen noktada, Bağdat yönetiminin tavrı Türkiye için oldukça önemli. Ancak Türkiye’nin kriz yönetiminde başarılı olması Bağdat’ın Kerkük konusundaki görüşlerinin uluslar arası platformda desteklenmesine bağlı görülüyor.

 

Furkan Torlak



Makaleler

Güncel

Hava Durumu