Warning: getimagesize(resimler/icerikler/span-style-font-size-9pt-font-family-verdana-sans-serif-mso-fareast-font-family-calibri-mso-fareast-theme-font-minor-latin-mso-bidi-font-family-arial-mso-bidi-theme-font-minor-bidi-mso-ansi-language-tr-mso-fareast-language-en-us-mso-bidi-language-ar-sa-be): failed to open stream: No such file or directory in /home/haber100/domains/haber100.com/public_html/ydh/detay.php on line 18
<SPAN style="FONT-SIZE: 9pt; FONT-FAMILY: 'Verdana','sans-serif'; mso-fareast-font-family: Calibri; mso-fareast-theme-font: minor-latin; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-theme-font: minor-bidi; mso-ansi-language: TR; mso-fareast-language: EN-US; mso-

Warning: getimagesize(resimler/reklam/dasfa.jpg): failed to open stream: No such file or directory in /home/haber100/domains/haber100.com/public_html/ydh/reklam.php on line 16

banner1


  • Kategori: ANALİZLER
  • 01 Ocak 1970
  • By YDH
  • 14730 görüntülenme
  • img
    YDH

    YDH- Suudi Arabistan sermayeli Şarku’l- Evsat gazetesi yazarı Tarık el-Hamid, Suriye Cumhurbaşkanı Beşşar Esed’in İsrail’le doğrudan görüşmeler başlatabileceğine ilişkin açıklamasından sonra Suriye’nin bu konudaki samimiyetini analiz ediyor.

    YDH- Suudi Arabistan sermayeli Şarku’l- Evsat gazetesi yazarı Tarık el-Hamid, Suriye Cumhurbaşkanı Beşşar Esed’in İsrail’le doğrudan görüşmeler başlatabileceğine ilişkin açıklamasından sonra Suriye’nin bu konudaki samimiyetini analiz ediyor.

     

    Sizce Suriye siyaseten yalnız mı bırakılmıştır yoksa bazı dostları var mıdır? Açıkçası bu soruya evet ya da hayır demek zor görünüyor. Bazı dostlarının olduğunu söylem yanlış olur diye düşünüyorum. Hepinizin aklına gelen İran ve Hizbullah da bunlara dâhil.

     

    Fransızların Suriye ile ilişkisinden bahsedecek olursak, Fransızların Suriye'ye tam güvenmediklerini söylemek mümkün; zira Fransa Suriye'den bahsederken, “eğer bunu yaparsa” ya da “eğer bunu yapmazsa” gibi ifadeler kullanıyor ki bu da güvensizliğe işaret eder.

     

    Binaenaleyh Suriyelilerin hem endişeli hem de önlerinde fırsat bulunan bir hal üzere olduğunu söylemek mümkün.

     

    Suriye, Hariri mahkemesi nedeniyle endişelidir. Bunun yanında uluslar arası zeminde ve Araplar arasındaki yalnızlığı da onu endişelendirmektedir. Ayrıca yeni başkan Obama'nın seçimi ile başlayan süreçte eski dönemde olduğu gibi kendini Washington ile düşmanca bir siyaset içerinde bulmaktan da endişe etmektedir.

     

    Suriye'yi endişelendiren bir başka konu ise yeni başkan Obama'nın İran ile ilişkilerinde eğer diyalog bu sorunu çözmezse güç kullanımına gideceği yönündeki açıklamasıdır. Zira eğer işler diyalog mecrasında cereyan ederse Suriye tıpkı Hamas ve Hizbullah gibi İran'ın pazarlık konularından biri konumuna düşecek. Eğer İran sorununda güç kullanımı yolunu tutarsa İran'ın vurulması halinde Suriye en zayıf halka konumuna düşecek.

     

    Ancak mevcut değerlendirmeler Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed ile İsrail Başbakanı Ehud Olmert arasında bir buluşma ile iki ülke arasında ilişkilerin doğrudan görüşme boyutuna taşınabileceğini gösteriyor.

     

    Böyle bir şeyin gerçekleşmesi Suriye'yi içinde bulunduğu yalnızlıktan ve kendisini bekleyen kötü neticelerden kurtaracak, Washington ile ilişkilerini ise istenilen iyi seviye getirmesine zemin teşkil edecektir.

     

    Bu söylediklerime bir kehanet denilmesi mümkündür; ancak her ne kadar bazıları yapılan görüşmelerin Amerika'daki başkanlık seçimleri döneminde bir zaman kazanma eylemi olarak görmesine rağmen Suriye'nin İsrail ile görüşmelerinde ciddi olduğu gözüküyor.

     

    İsrailler ise Suriye ile barış yapılmasının iki devletli Filistin-İsrail çözümünden daha yakın bir ihtimal olduğu kanısındalar. Hatta bazı raporlar İsrail-Suriye görüşmelerinin epeyce mesafe kat ettiğini söylüyor.

     

    Hatta ben İsrail-Suriye arasında gerçekleşecek olan bir barışın bölgenin tümünde gerçekleşecek bir barış için anahtar bir görev ifa edeceği kanısındayım. Ancak bu noktada Suriye, bir şeref meselesi haline gelen Filistin meselesini Golan meselesi hallolmadan halletmelidir.

     

    Suriye-İsrail barışı meselesi gerçekleşmeyecek bir mesele olarak görünmüyor, eğer bu gerçekleşirse bölge için bir devrim niteliği taşıyacaktır. Ayrıca Suriyeliler bu arada Filistin-İsrail barışının gerçekleşmesi için bir vesile olacaktırlar.

     

    Bu gün Suriyelilerin eline bir taşla iki kuş vurmak gibi bir fırsat geçmiştir. İlki Golan meselesini halletmek, ikincisi ise hem uluslar arası alandaki yalnızlıktan ve hem de Araplar arasındaki siyasi yalnızlığından kutumla şansıdır. Lübnan ise iki kuşu pişirmek için ocak gibi bir hediye olacaktır.

     

    Zira İsrail'in Suriye'yi Hizbullah'la düşman etmeye olan arzusu Lübnan'a olan arzusundan daha fazladır; çünkü İsrail, İran'ın bölgedeki müttefiklerinden onu soyutlamak istemektedir. Bu çerçevede, Suriye-İran ilişkilerinin sürdüğü bir ortamda Suriye-İsrail barışından bahsetmek mümkün olmayacaktır.

     

    Şimdi soralım acaba Esed, İsrail ile barış yapar mı? Esed eğer bunu yaparsa yukarda da dediğimiz gibi bölgede bir devrim olur. Eğer bu devrim olursa Halid Meşal kendine Şam'da içi döşeli bir oda kiralayamaz, Hizbullah is 14 Martçılardan daha ılımlı bir tavır takınmak zorunda kalır.

     

    Çeviren: Emrah Kekilli

     http://www.asharqalawsat.com/leader.asp?section=3&issueno=10983&article=500046

    

    Makaleler

    Güncel

    Hava Durumu