YDH- Yasir ez-Zuatare Katar’da yayımlanan el-Arab gazetesinde kaleme aldığı makalesinde, Mısır gibi ülkelerin Gazze’de ateşkese yönelik girişimlerinde ve BM’nin 1869 sayılı ateşkes kararında, direnişe kurulan diplomatik tuzaklara dikkat çekiyor.
YDH- Yasir ez-Zuatare Katar’da yayımlanan el-Arab gazetesinde kaleme aldığı makalesinde, Mısır gibi ülkelerin Gazze’de ateşkese yönelik girişimlerinde ve BM’nin 1860 sayılı ateşkes kararında, direnişe kurulan diplomatik tuzaklara dikkat çekiyor.
Yaşanan bu savaşta Hamas'ın kazanma ihtimali olduğunu düşünmeyenlerin (Mısır devlet başkanı Hüsnü Mübarek'in BM elçisine sarf ettiği sözlerde olduğu gibi) Gazze'ye düzenlenen saldırının sonlandırılması için dengeli önerilerde bulunabilmesine inanmak çok güç görünüyor.
Bu kanaatin devam ettirilmesinin Gazze'deki bütün İslami mimarinin yok edilmesi için mümkün olan bütün araçları kullanan zihniyetten ya da İslamcı direniş hareketlerinin bütün çabalarının aksine Amerika'nın bölgedeki çıkarlarının korunmaya çalışılmasından bir farkı olduğunu söylemek zor.
Üzerinde Fransız mührünün olduğu Mısır girişimleri başladığında (Sarkozy'nin bunu İsrail'in onayı olmadan yapması mümkün değil) Suriye ve Katar'ın önerisiyle toplanacak olan acil Arap zirvesinin de önü kesilmiş oldu.
Diğer taftan mutedil Arap devletlerinin tutumunu pekiştiren 1860 sayılı karar geldi; çünkü Arap Birliği’nde alınan karara göre düzenlenecek olan zirvenin şartı BM'nin aldığı kararın başarısızlığa uğraması olacaktı.
Diğer taraftan da yaptığı kara saldırısında neredeyse başarısız olacak olan İsrail'in elini kuvvetlendirdi; çünkü İsrail yaptığı katliamlarla uluslar arası kamuoyunun tepkisini üzerine çekmeye devam ediyor. Diğer taraftan bu saldırılar Arap halklarını yönetimlerine karşı ateşliyor ve Avrupa halklarının ayağa kalkmasına neden oluyor.
Bu sırada BM'nin Mısır'ın girişimlerini destekleyen kararı geldi ve gerekirse bunun (İsraillilerin elinde olan) uluslar arası güç kullanılarak hayata geçirilmesi gerektiğini beyan etti. Aslında Hamas ile Yahudi devlet arasında Mısır'ın yapacağı arabuluculuk, İsrail lehine olacaktı; zira Mısır’ın İsrail'e meftun bir halde olduğu biliniyor.
BM'nin aldığı kararda olduğu gibi Mısır'ın girişiminin İsrail'in lehine olduğu bir gerçek. İlk maddesi sınır kapılarının yardımların ulaştırılması amacıyla belirli bir süre açılmasını söylüyor. İkinci olarak Filistinli direniş gurupları, İsrail, Mısır ve BM elçilerinin hazır bulunduğu bir toplantı ile mevcut durumun tekrarlanmamasının garanti edilebilmesinin yolları aranacak.
Mevcut duruma neden olan sebepler ortadan kaldırılmaya çalışılacak. Bunlar içerisinde sınır güvenliği, sınır kapılarının açılması, ambargonun kaldırılması zikredilebilir ve bunların gerçekleştirilebilmesi için bütün katılımcıların iştiraki sağlanmaya çalışılacak.
BM kararı ise acil ateşkes çağrısı ile başlıyor (zira İsrail bunu reddetti) ve Gazze'de işgal edilen yerlerden çekinilmesi çağrısı ile devam ediyor. Arkasında ambargonun kaldırılması ve 2005 yılında imzalanan anlaşma şartlarına göre sınır kapıların açılmasını ön görüyor.
Ayrıca ateşkesin daim olmasının garanti edilmesi isteniyor ki bu da silah kaçırılmasının engellenmesi anlamına geliyor.
Bu girişimlerde Hamas'a üstü kapalı tuzaklar var. BM kararında da aynı şekilde tuzaklar var. Bunlardan ilki Hamas'ın yeniden silahlanmasının önüne geçilme çalışılması ve atılan füzelerin engellenmeye çalışılmasıdır. Bir başka deyişle aslında direnişin kökten durdurulmaya çalışılmasıdır.
Peki, neye karşılık? Ucu açık bir ateşkese karşılık. Refah sınır kapısın el-Fetih yönetimin Gazze'ye gelmesi şartıyla açılması ön görülüyor ki bu sırada el-Fetih yönetiminin İsrail tankları gölgesinde Gazze'ye geldiği gözden kaçacak.
Mısır girişimlerinin üçüncü maddesine bakılacak olursa görüşmelerin yeniden başlamasını ön görüyor. (ki buna BM kararı da değinmişti) Bu ancak yeni bir seçim yapılması ve seçimlerde el-Fetih ve Fetih yanlısı gurupların başa getirtmesi ile mümkün olacaktır ki Hamas'ın ve diğer direniş guruplarının teslim olması anlamına gelir.
Peki, Hamas bu kahramanca direnişinin ve verdiği bunca kurbanın ardında nasıl olur da Gazze'nin Batı Yaka'daki Dayton yönetimine teslim edilmesini kabul edebilir.
Bu adamların tutumu düşmanın tutumundan daha berbat durumda. Bu adamların silah ile karşı konulamayan saldırılara siyasetle karşı koyması ne kadar mümkün olabilir?
Buradan hareketle bütün bu olanla karşı yakılacak ateşi ancak direnen devletlerin yakabileceğini söylemek mümkün.
İsrail anlaşmaları reddetmiştir ve saldırıları devam etmektedir Müslüman halklar ayağa kalkmıştır. Mısır, düşman ile birlikte Hamas'ı dize getirmeye çalışmaktadır; ancak bölgenin direnen ülkeleri her ne kadar mutedil Arap ülkelerinin işine gelmese de buna izin vermeyecektir.
http://www.alarab.com.qa/details.php?docId=69240&issueNo=387&secId=15