YDH- Gassan el-Muhtar Lübnan’da yayımlanan es-Sefir gazetesinde yayımlanan analizinde çıkmaza giren hükümet kurma çalışmaları çerçevesinde Lübnan’daki iç durumu değerlendiriyor.
YDH- Gassan el-Muhtar Lübnan’da yayımlanan es-Sefir gazetesinde yayımlanan analizinde çıkmaza giren hükümet kurma çalışmaları çerçevesinde Lübnan’daki iç durumu değerlendiriyor.
Görünüşe bakılırsa önümüzdeki dönemin adı “bekleyiş” dönemi olacak. Hükümeti kurmakla görevli olan Sa’d el-Hariri’nin önümüzdeki perşembe günü millet meclisi ile hükümeti kurma konusunda istişaresinden sonra neler ortaya koyacağını beklemekteyiz, bunu müteakip olarak da onun ortaya koyduklarını reaksiyon olarak nelerin ortaya konulacağını bekleyeceğiz.
Başkan Nebih Berri beklemede, Başbakan Hariri’nin ne gibi öneriler sunacağını beklemede olduğunu Ramazan Bayramı münasebetiyle gerçekleştirilen buluşmada dillendirdi. Aynı şekilde muhalefetin diğer gurupları da beklemedeler.
Aynı zamanda Hariri’nin bir önceki hükümeti kurma girişimden ders çıkarması gerektiği konusuna vurgu yapıyorlar. Ayrıca bütün taraflar diyalog konusunda açık olduklarına zikretmekteler.
Ancak bazı çevrelere göre bu bekleyiş Cumhurbaşkanı Mişel Süleyman’ın Birleşmiş Milletler Genel Kurulu toplantısına katılmak için gittiği New York’tan dönüş tarihi olan önümüzdeki cumartesi gününe kadar uzayacak.
Mişel Süleyman’ın bunun yanında dünyanın önde gelen liderleri ile Lübnan’ın da içinde bulunduğu Ortadoğu’da istikrarın nasıl sağlanacağı yönünde görüşmeler yapması beklenmekte.
Bu “bekleyişte” en çok beklenen ise Hariri’nin hükümetin şekline dair ne gibi teklifler ortaya koyacağı konusu… Partiye yakın bazı kaynaklar 5-10-15 formülünün belirsiz (şu an için) bir formüle dönüştürüleceği konusunda bilgi sızdırıyorlar. Bu eğer gerçek ise diyalogun başladığı sıfır noktasına geri dönmesi anlamına gelir.
Muhalefetin öne çıkan bir kısmı Hariri’nin hükümetin şekli konusunu tekrar tartışmaya açarak diyalogu sıfır notasına (başlangıç noktası) getirmek istediği kanısında. Zira onlara göre hükümetin kurulmasına engel olan ilk neden dahili neden değil dış kaynaklı nedenler… Öyle değilse bile bu meselede sadece dahili nedenler değil harici etmenler de etkin.
Şu açıklığa kavuşmalı; bir Hıristiyan çoğunluk var ve dış baskılar nedeniyle Hariri bunları razı etmek zorunda, yani General Mişe Aun dikkate alınmalı ve hükümet onun kabul edeceği şekilde şekillendirilmeli.
Hükümetin şekli meselesindeki gibi, Lübnan gerçekliği için alınmış büyük kararlar var ve “bekleme” dönemi de alınan bu kararlardan biri. Zira New York’taki görüşmeler neticesinde şekillenecek yeni bölgesel durum iyice berraklaşıncaya kadar beklenme kararı alınmış olmalı.
Özellikle mecliste yapılacak olan istişarenin süresinin perşembe gününden, önümüzdeki salı gününe kadar uzatılması, hükümetin oluşturulmasının zamanını uzatma yönünde bir eğilim olduğunu gösteriyor. Bu ise hükümetin oluşturulmasına etki edecek olan bölgesel unsurların tutumlarının olgunlaşması için beklenmesi demek.
Lübnan’ın bölge gerçekliğinde gerçekten bir yeri var mı? sorusu ise halen önemli bir soru olarak mevcudiyetini koruyor. Acaba bölge gerçekliğinin içerisine 2004’te alınan 1559 sayılı karar ile yeni bir kriz durumunun hâkim olduğu Lübnan’ın istikrarı da birilerince dâhil edilmekte mi?
Muhalefetin öne çıkan tarafına göre Lübnan genel bir barış harekatı içinde değerlendirilmekten başka bölge haritasında varlık gösterememektedir. Acil bir çözüm ihtiyacından kaynaklanan ve ismi Lübnan olan bir durum birilerince var olarak görülmüyor. Cumhurbaşkanı Mişel Süleyman’ın New York’taki varlığı bu sürecin işlemesin bir parçası, umulur ki Lübnan’daki durumun halli için harekete geçilmesi de sonuç verir.
Hariri cephesinde ise herhangi bir durumda mümkün olması durumunda, hükümetin şekli konusunda yeni tekliflerin gelmesi olası.Yani eğer hükümeti kurmakla görevli olan Başbakan Hariri bir önceki durumda hükümeti kurmasına mani olan şartların vaki olması durumunda, çeşitli kutuplardan değil de Hariri başkanlığında teknokratlardan oluşan bir hükümet kurma konusu üzerinde konuşulabilir.
Çünkü siyasi ittifaklardan sonra en önemli mesele portföylerin dağılımı meselesidir.
Çeviren: Emrah Kekilli
http://www.assafir.com/Article.aspx?EditionId=1345&ChannelId=31126&ArticleId=2378&Author=غاصب المختار
