Warning: getimagesize(resimler/icerikler/span-style-font-family-verdana-sans-serif-font-size-9pt-mso-bidi-font-size-11-0pt-mso-fareast-font-family-calibri-mso-fareast-theme-font-minor-latin-mso-bidi-font-family-times-new-roman-mso-bidi-theme-font-minor-bidi-mso-ansi-language-tr-mso-fareast-langu): failed to open stream: No such file or directory in /home/haber100/domains/haber100.com/public_html/ydh/detay.php on line 18
<SPAN style="FONT-FAMILY: 'Verdana','sans-serif'; FONT-SIZE: 9pt; mso-bidi-font-size: 11.0pt; mso-fareast-font-family: Calibri; mso-fareast-theme-font: minor-latin; mso-bidi-font-family: 'Times New Roman'; mso-bidi-theme-font: minor-bidi; mso-ansi-languag

Warning: getimagesize(resimler/reklam/dasfa.jpg): failed to open stream: No such file or directory in /home/haber100/domains/haber100.com/public_html/ydh/reklam.php on line 16

banner1


  • Kategori: ANALİZLER
  • 01 Ocak 1970
  • By YDH
  • 14771 görüntülenme
  • img
    YDH

    YDH- Lübnan’da yayımlanan es-Sefir gazetesi yazarlarından Hilmi Musa Türkiye ile İsrail arsında yaşanan krizi İsrail’deki İbranice gazetelerden derlediği verilerle analiz ediyor.

    YDH- Lübnan’da yayımlanan es-Sefir gazetesi yazarlarından Hilmi Musa Türkiye ile İsrail arsında yaşanan krizi İsrail’deki İbranice gazetelerden derlediği verilerle analiz ediyor.

     

    Hilmi Musa, “Türk-İsrail savaşı medya üzerinden sürüyor; Ankara’da köklü değişimler, sebep Erdoğan” başlıklı analizinde şöyle yazıyor:

     

    Dün İsrail gazetelerini okuyanlar kendileri başka bir dünyada hissetmişlerdir. Yedioth Ahronot’daki manşetler “Türk tarzı Anti-Semitizm”, “Türk tahriki”,  “42 milyon Türk Yahudi komşu istemiyor” şeklinde idi. Maariv gazetesinin sürmanşeti ise “Nefret tablosu” şeklinde idi. “İsrail Bugün” gazetesinin manşeti ise “Türklerin İftirası” ve “Berbat Türk Filmi” şeklinde idi.

     

    Dünkü gazeteleri okuyan biri acaba İsrail ve Türkiye arasında savaş mı ilan edildi diye bir an aklına getiriveriyor. Bunlar İsrail gazetelerinin reaksiyonları idi ve gazetelerde neler olduğuna ve neler olacağına dair de birçok analiz yer aldı. Ancak İsrail Türkiye’yi kınama ve “Ayrılık” dizisini protesto kararı aldıktan sonra herkes Tel Aviv’deki Türk konsolosluğuna İsrail dışişlerinin ne diyeceğini beklemeye başladı. Dışişleri Bakanı Lieberman ise Türkiye’ye boyun eğmeyi kabul edemeyeceklerini açıkladı.

     

    Aslında Türkiye sert bir uyarıdan çekiniyor, bunun için Türk Büyükelçi’sinin vekili, İsrail Dışişlerine gönderildi. İsrail Dışişleri Bakanlığında Avrupa Şubesi Başkan Vekili Gal Naor Türk Baş Konsolos vekili Taşlan Özen’e İsrail’in diziden ne kadar rahatsız olduğunu bildirdi.

     

    Naor, Özen’e “İsrail her ne kadar Türkiye ile arasındaki ilişkiye ciddi önem verse de İsrail ve İsrail ordusuna karşı yapılan bu kaba tahrike sessiz kalmamız beklenemez. Zira bu tutum İsrail’e ve Yahudilere maddi zarara dönüşebilir” dedi ve şöyle devam etti “dizide soğukkanlılıkla çocuk öldürdüğü iddia edilen bu askerler 1999 depreminde Türklere yardım eli uzatan askerlerdir.”

     

    İsrailli yetkili şu anda Türkiye’de turist olarak bulunan İsraillilere de maddi zararı dokunma ihtimali bulunan bu diziyi kınayarak konuşmasına başladı. Ancak bu dizinin yayından kaldırılmasını meselenin bir kamuoyu meselesi haline gelmesinden çekindikleri ve Türkiye’nin de bunu kabul etmeyeceğini düşündükleri için talep etmeyeceklerini açıkladı.

     

    Benyamin Netanyahu’nun arkadaşı milyarder Ron Lauder tarafından arkadaşına hizmet amaçlı kurulan “İsrail Bugün” gazetesindeki Dan Margalit’in yazısı İsrail sağının durumdan ne kadar rahatsız olduğunu gösteriyor.

     

    Yazısında “Recep Tayip Erdoğan liderliğindeki Türkiye’de delilik hâkim, adeta madde bağımlıları gibi hareket ediyorlar. Anti-Semitizm o kadar açık ki bu kokuyu üzerlerinden atmak için çok fazla kimyevi madde kullanmaları gerekecek.

     

    Öyle hesapsız kitapsız hareket ediyorlar ve her gün bir kışkırtma haberi geliyor” şeklinde yorumlarda bulunan Margalit yorumunu şöyle sürdürdü: “İsrail bir günah keçisine çevrilmiş durumda. Ankara’daki merkezi gücün elinde bir alet olan resmi kanalın İsrail askerini o şekilde tasvir etmesi, Erdoğan’ın İsrail ile ilişkileri kesmek istediği anlamına gelir; ancak kararın Kudüs’ten gelmesini için uğraşıyor.”

     

    Maariv gazetesi yazarı Ben Caspit’e göre İsrail Türkiye’de gerçekleşen dönüşümün farkına varmalı; zira ona göre bu değişim “öze dair derin ve stratejik bir dönüşüm. Bu iyi bir durum olmayabilir; ancak bu durum ile yaşamak öğrenilmeli.”

     

    Yine onun görüşüne göre “Türkiye’deki merkezi güç noktaları kademeli olarak zayıflamakta. Asker geçmişteki gibi devlete hâkim değil. Diplomasinin seçkin kesimi sindirilmiş durumda. Buna karşılık İslam, merkezi işgal etmiş durumda, burada geçmişin şerefli günlerine dönülmesi idealinde olan Yeni-Osmanlıcılık ise başköşede oturmakta. Avrupa ve Amerika’nın yerine ise Ortadoğu ülkelerine önem verilmekte.”

     

    Caspit yazısını şöyle sürdürüyor: “Toplum köklü bir dönüşümüm geçirmekte, modern Türkiye Cumhuriyeti’nin temelini teşkil eden Kemalist temelli fikirlerin yerini, artan dindarlaşma almış vaziyette. Buna karşın Türkiye’de de İsrail’de aynı dönüşümün yaşandığı kanısı hâkim. Zira solun içerisinde barış yanlısı olanların yerine radikaller öne çıkmış durumda, Sağ ise ülkeyi yönetmede ve her şeye kendi açılarından bakmaktalar.”

     

    İsrail resmi makamları söz konusu dizinin yayına girmesinden sonra bir şok haline girdiler. “İsrail Bugün” gazetesi dizinin İsrail’de şok etkisi yaptığını yazdı. Çünkü dizi devletin resmi kanalında seyircinin en fazla ekran başında olduğu zamanda yayınlanmakta idi. Dizide çaresiz küçük bir kızı bir İsrail askeri öldürmekte, sokaktaki Filistinlilere kötü muamele yapıldığı anlatılmakta.

     

    Lieberman dün yaptığı açıklamada, diziyi çok tehlikeli bir tahrik unsuru olarak niteledi, üstelik bunun devletin resmi kanalında yayına girdiğine vurgu yaptı. Lieberman kışkırtmanın böyle kötüsü düşman tarafından bile yapılmaz dedi.

     

    Türk İsrail ilişkileri çok hızlı bir bozulma geçiriyor, zira stratejik ittifaktan, arabuluculuğa, oradan da düşmanlığa doğru bir kayma yaşandı. İsrail’in Gazze saldırısı Türkiye’nin İsrail’e karşı tutumunun değişmesinin zirve noktasını teşkil etti. Öyle ki Türkiye İsrail ile ortak tatbikat uçuşu yapmaktan vazgeçti.

     

    İsrail’deki bazı uzmanlar Türkiye’de yaşanan bu dönüşümün nedenin medyayı ve halkı İsrail’e düşman olmaya zorlayan tek bir adamın yani Recep Tayip Erdoğan’ın olduğu kansında. Ancak bir kısım uzmanlarda yaşanan dönüşümün Türklerin sinesinden sadır olan bir dönüşüm olduğu, bu dönüşüme ise Avrupa’nın kendilerine karşı olan tutumunun ve yükselen İslamcılığın neden olduğu kanısında.

     

    İsrail’in eski Türkiye Konsolosu Motti Amichai yaptığı değerlendirmede Türkiye’nin İsrail ile ilişkilerinde bu denli gerginlik yaşanmasının Türkiye’de Avrupa Birliğine girme noktasındaki ümitlerin gittiğe zayıflamasına bağladı.

     

    Dün İsrail Dış İşlerinde İngiliz heyeti ile yapılan strateji görüşmeleri sonrasında eski Konsolos Türklerin Avrupa Birliği konusunda Alman Başbakanı Angela Merkel ve Fransa Başkanı Nikola Sarkozi’nin tutumlarından çekindiklerini belirtti.

     

    Yine bu görüşmeler sonrasında yapılan değerlendirmelerden biri de Türk ordusunun yüksek rütbeli subaylarının bir denge unsuru olmaktan çıkarak dindar insanlara dönüştükleri şeklinde idi.

     

    Aynı şekilde Türkiye’de İslamcılığın yükselişe geçmesi ve Suriye ve Filistin ile yakınlaşmanın nedeni ise İsrail ile bu ikisi arasında arabuluculuk rolü oynamanın zorluğunun fark edilmesi olarak değerlendirildi.

     

    İsrail mevcut durumun daha kötüye gitmemesi ve ilişkilerin daha da gerilmemesi için Batılı devletlerin Türkiye’ye baskı yapılması konusunda acele etmesi gerektiğini düşünüyor.

     

    Çeviren: Emra Kekilli

     http://www.assafir.com/Article.aspx?EditionId=1365&ChannelId=31598&ArticleId=1831&Author=حلمي موسى

    

    Makaleler

    Güncel

    Hava Durumu