Warning: getimagesize(resimler/icerikler/span-style-font-family-verdana-sans-serif-font-size-9pt-mso-fareast-font-family-calibri-mso-fareast-theme-font-minor-latin-mso-bidi-font-family-arial-mso-bidi-theme-font-minor-bidi-mso-ansi-language-tr-mso-fareast-language-en-us-mso-bidi-language-ar-sa-dr): failed to open stream: No such file or directory in /home/haber100/domains/haber100.com/public_html/ydh/detay.php on line 18
<SPAN style="FONT-FAMILY: 'Verdana','sans-serif'; FONT-SIZE: 9pt; mso-fareast-font-family: Calibri; mso-fareast-theme-font: minor-latin; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-theme-font: minor-bidi; mso-ansi-language: TR; mso-fareast-language: EN-US; mso-

Warning: getimagesize(resimler/reklam/dasfa.jpg): failed to open stream: No such file or directory in /home/haber100/domains/haber100.com/public_html/ydh/reklam.php on line 16

banner1


  • Kategori: ANALİZLER
  • 01 Ocak 1970
  • By YDH
  • 14754 görüntülenme
  • img
    YDH

    YDH- İran parlamentosunun “muhafazakar” milletvekillerinden Dr. Ali Mutahhari, aşura merasimleri sırasında yaşanan şiddet olaylarından sonra ülkede yaşanan bunalımın çözümü konusunda 7 maddelik bir öneri getirdi.

    YDH- İran parlamentosunun “muhafazakar” milletvekillerinden Dr. Ali Mutahhari, aşura merasimleri sırasında yaşanan şiddet olaylarından sonra ülkede yaşanan bunalımın çözümü konusunda 7 maddelik bir öneri getirdi.

     

    Dr. Ali Mutahhari, İran’da yayımlanan Tabnak adlı internet sitesine gönderdiği 7 maddelik planı da içeren yazısında şu ifadelere yer verdi:

     

    Tahran’daki acı aşura olaylarında üç etken rol oynadı. Birinci etken şudur: Yeşil Hareket liderleri, aylar buyunca yollarını İslam karşıtı fırsatçı garp-zedelerden ayırmadı, onların sloganlarından beri olduğunu açıklamadı. Tersine, onları hedeflerine ulaşma konusunda cesaretlendirdi. Onlar da bunun neticesinde kişilik kazandılar, gün geçtikçe daha cüretkar hale geldiler. O kadar ki aşura gününde matem merasimlerindeki kalabalıklardan yararlanarak çatışma çıkardılar, sebep oldukları ölüm olaylarını bayraklaştırarak belli bir plan dahilinde sahneye çıktılar ve tüm İranlıları rahatsız ettiler. Eğer Yeşil Hareket liderleri, yollarını bunlardan ayırsaydı, Yeşil Hareket’in devrimci taraftarları bu grupların hareketlerine engel olurdu.

     

    İkinci etken uydudan yayın yapan görsel medyadır. Bunlar bizim radyo televizyon kurumumuzun enformasyon zaafından dolayı halkın bir bölümünü etki altına alabilmiş ve söz konusu grubu yönlendirerek onlara liderlik etmiştir.

     

    Üçüncü etken, son fitnenin iki tarafının da geçmiş hatalarından ibret almaması ve aksine hatalarında ısrar etmesidir.

     

    İtirazcı liderler, seçimlerde hile yapıldığı konusunda diretmekte, cumhurbaşkanının yasal olduğunu belirterek halktan özür dilemeye yanaşmamaktadır. Karşı taraf ise seçim münazaraları sırasındaki hatalarını kabul ederek; itiraz edenlere yönelik şiddet kullandıkları, gereksiz yere geniş çaplı tutuklamalara giriştikleri, seçim sonrasında gazeteleri kapattıkları, ifade özgürlüğünü ortadan kaldırdıkları için halktan özür dilemeye yanaşmamaktadır.

     

    Biz devrimin itiraz eden taraftarlarına görüşünü açıklaması için hiçbir imkan bırakmadığımız zaman onlar da mesajlarını iletebilecekleri her gazeteyi kullanacaktır. Bu durumda da bu maceranın iki tarafını da kabul etmeyen İslam karşıtı fırsatçı gruplar, Batılı tarzda laik bir yönet kurma yönündeki hedefleri için çalışmaya devam edecektir.

     

    Hükümet yanlısı kesim, ifade özgürlüğünü İslam Devrimi’nin temel ilkelerinden biri olarak görmelidir. 16 Azer’deki Öğrenci Günü’nde üniversite öğrencilerine, üniversitelerin içerisinde ruhen boşalmaları için canlarının istediği sloganları atmalarına neden izin vermiyoruz? Tersine, otobüslerle adam getirerek onları darmadağın ediyoruz.

     

    Ayetullah Muntezeri için matem meclisi kurulmasına neden izin vermiyoruz? Bu mecliste en fazla bizim görüşlerimize aykırı bazı görüşler söylenecek.

     

    Sayın Hatemi’nin Cemaran Hüseyniyesi’nde aşura gecesi yaptığı konuşma programını alkış ve ıslık çalındığı bahanesiyle neden birbirine katıp orada bulunanları dayaktan geçiriyoruz? Varsayalım ki gerçekten böyle olmuş olsun? Acaba bu, konuşmacıyı desteklemek için mi yapılmıştı, yoksa aşuraya saygısızlık için mi? Farz edelim ki aşuraya saygısızlık için yapılmış olsun. Acaba bizim yükümlülüğümüz onlara dayak atmak mıdır? Peki Almanya’da düzenlenen bayanlar karate müsabakalarında bizim sporcularımız İslami tesettürleri olmaksızın müsabaka yaparken ve bunlar da televizyonda yayımlanırken neden kanınız kaynamıyor? Hükümet konusundaki taassubunuzun basiretinizi kör etmesinden başka bir sebeple mi?

     

    Niçin yönetim muhalif grupları resmen tanımaya yanaşmıyoruz? Peygamber’in (S) ve Ali’nin yönetimlerinin muhalifleri yok muydu? Müminlerin Emiri’nin en azılı muhalifleri olan Haricilere yönelik tutumu bizim için örnek olmalıdır. Bazı hariciler, Hz. Ali’nin minberinin dibinde kendi muhalif görüşlerini belirtiyor, bazen ona hakaretler ediyorlardı, İmam Ali’nin taraftarları onlara saldırmak istediği zaman ise İmam Ali onlara engel oluyordu.

     

    Biz İslam’ın doğru yoluyla aramıza neden bu kadar mesafe koyduk? İslam’a ve velayete hizmet ettiğini zannederek eleştirenlerin veya muhaliflerin görüşünü söylemesine engel olanlar, onların konuşma meclislerini birbirine katanlar, gerçekte İslam’a hıyanet ediyorlar ve Velayet-i Fakih’i zayıflatma yönünde adım atıyorlar.

     

    Şehit Ayetullah Mutahari, İslam Devriminden birkaç gün sonra inanç özgürlüğü konusunda yaptığı bir konuşmada, şöyle buyurmuştu: “Ben gençleri ve İslam taraftarlarını uyarıyorum. İslam’ı koruyup gözetmenin ifade özgürlüğünü ortadan kaldırmakla gerçekleşebileceğini sanmayın. Bazı gençler, İslam inançlarını ve İslami dünya görüşünü korumanın yolunun başkalarının görüşlerini söylemesini engellemek olduğun zannetmesinler.”

     

    Mevcut siyasi bunalımın çözüm yolu konusunda bu satırların yazarının görüşü şudur:

     

    1- Yeşil Hareket liderleri, cumhurbaşkanının yasal olduğunu kabul edip seçimlerde hile yapıldığı yönündeki iddialarından vazgeçmelidir. Ayrıca kendi yollarının, hedeflerinin ve sloganlarının Yeşil Hareket içerisine sızan ve ona liderlik yaparak bu hareketi yönlendirmeye çalışan İslam karşıtı Batıcılarınkinden farklı olduğunu açıkça ortaya koymalıdırlar.

     

    2- Cumhurbaşkanı, o dönemdeki heyecanların etkisiyle seçim münazaraları sırasında yaptığı yanlışları itiraf etmeli ve suçladığı taraflardan özür dilemelidir. Elbette bu, söz konusu iddiaların bir salih mahkemede incelenmesi ile çelişen bir şey değildir.

     

    3- Başta radyo televizyon ve basında olmak üzere ifade özgürlüğü ortamı sağlanmalı kapatılan gazetelerin yayınına izin verilmelidir.

     

    4- Ülkedeki güvenlik öncelikli atmosfere son verilmeli, güvenlik ve istihbarat yetkilileri, seçimlerden birkaç ay önce yabancılarla işbirliği yapılarak kadife devrim veya yumuşak devrim yapılacağı gibi boş iddialardan vazgeçmelidir. Seçimlerden sonra yaşanan olayların, yabancıların müdahalesinden değil, kendi mevki makam düşkünlüğümüzden, nefsani arzularımızdan, kuruntularımızdan, insafsızlığımızdan ve bunalımı kötü yönetmemizden kaynaklandığı, kabul edilmeli ve seçimlerden sonra halka uygulanan şiddetten dolayı özür dilenmelidir.

     

    5- Boş iddialarla tutuklananlar, en kısa sürede serbest bırakılmalı, şahsi mallara ve kamu mallarına zarar verenler, özellikle de Tahran’daki aşura olaylarına sebep olanlar bundan ayrı tutulmalıdır.

     

    6- Kehrizek, üniversite kampusu ve Subhan Kompleksi olaylarının müsebbipleri, tutukluları Kehrizek cezaevine gönderen ayırt edilmeksizin tüm şahıslar, en kısa sürede isimleriyle ve fotoğraflarıyla tanıtılmalı, cezaları ilan edilmeli ve halkta onların en ağır şekilde cezalandırıldığı konusunda güven oluşturacak önlemler uygulanmalıdır.

     

    7- Yargı yetkilileri, kendilerini velayet-i fakih bayrağı altına gizleyerek tüm reformcu kesimleri ve kendi dışlarındaki tüm ilkeci şahsiyetleri tasfiye etmeye çalışan, konuşma meclislerinin basılıp dağıtılması emrini veren hükümetin bağnaz ve tefrikacı destekçileri konusunda duyarsız davranmamalı ilahi ve kanuni görevlerini yerine getirmelidir.

     

    Bu uzlaşma planının yüreği İslam Devrimi için yananlar tarafından dikkate alınmasını ümit ediyorum.  Şu an yüreği İslam Devrimi için yananlar, evladı çatışan iki cahil grubun ortasında kaldığı için her an yaralanabilecek veya öldürülebilecek durumda olan bir anne hükmündedir.

     

    Açıktır ki mümin, ilahi rahmetten hiçbir zaman korkusunu ve ümidini kesmeyen kişidir. Vesselam.

     

    Çeviren: Alptekin Dursunoğlu

     

    

    Makaleler

    Güncel

    Hava Durumu