Warning: getimagesize(resimler/icerikler/span-style-line-height-115-font-family-century-gothic-sans-serif-font-size-9pt-mso-fareast-font-family-times-new-roman-mso-fareast-theme-font-minor-fareast-mso-bidi-font-family-arial-mso-bidi-theme-font-minor-bidi-mso-ansi-language-tr-mso-fareast-language): failed to open stream: No such file or directory in /home/haber100/domains/haber100.com/public_html/ydh/detay.php on line 18
<SPAN style="LINE-HEIGHT: 115%; FONT-FAMILY: 'Century Gothic','sans-serif'; FONT-SIZE: 9pt; mso-fareast-font-family: 'Times New Roman'; mso-fareast-theme-font: minor-fareast; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-theme-font: minor-bidi; mso-ansi-language:

Warning: getimagesize(resimler/reklam/dasfa.jpg): failed to open stream: No such file or directory in /home/haber100/domains/haber100.com/public_html/ydh/reklam.php on line 16

banner1


  • Kategori: ANALİZLER
  • 01 Ocak 1970
  • By YDH
  • 14717 görüntülenme
  • img
    YDH

    YDH- İsrail’de yayımlanan sağcı Jerusalem Post gazetesi, editoryal yazısında Türkiye’deki referanduma, bunun 2011 seçimlerine etkisine ve Türkiye İsrail ilişkilerinin geleceğine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

    YDH- İsrail’de yayımlanan sağcı Jerusalem Post gazetesi, editoryal yazısında Türkiye’deki referanduma, bunun 2011 seçimlerine etkisine ve Türkiye İsrail ilişkilerinin geleceğine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

     

    Erdoğan’ı, onunla birlikte onun eşsiz “demokrasi” tarzını ve belli ki İsrail’den adım adım uzaklaşmayı en önemli öğe edinmesiyle öne çıkan bir dış politikayı da daha bol bol göreceğiz.

     

    Görünürde, Türkiye’nin bu haftaki referandumunun sonuçları demokrasi için bir lütuftu. Seçmenlerin yüzde 58’e yakını özel hayatı ve kişisel malumatı koruyan, kamu çalışanları için toplu sözleşmeyi güçlendiren ve cinsiyet eşitliğini ve diğer vatandaşlık haklarını geliştiren yirmi altı maddelik bir değişim paketini onayladı.

     

    Laik güçler tarafından sertçe karşı çıkılan referandumun tartışmalı öğeleri bile, AB Genişleme Şefi Stefan Fuele’nin de belirttiği gibi, görünüşe göre aynı zamanda Türkiye’nin AB’ye katılma rüyasının gerçekleşmesi yolunda “doğru yönde bir adım”dı.

     

    1960’tan beri, demokratik olarak seçilmiş dört hükümet devirmiş olan laik denetimli ordunun gücünün gemlenmesi de keza, hükümetin yasama ve yürütme organlarının silahlı kuvvetler üzerinde açık hâkimiyetinin bulunduğu Batılı demokrasiler çizgisine Türkiye’yi daha çok yaklaştıracak görünüyordu.

     

    Fakat, Bar-Ilan Üniversitesi Begin-Sadat Stratejik Araştırmalar Merkezi’nden Prof. Efraim İnbar’ın öne sürdüğü gibi, referandum sonrası Türkiye’yi “daha demokratik” olarak tanımlamak Orwell’ce olacaktır.

     

    Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, referandum tarafından kendisine bağışlanan yeni güçleri muhtemelen laik muhalefeti etkisizleştirmek için kullanacaktır. Örneğin, 11 hâkimden 17’ye genişledikten sonra laikliğin kalesi olmaktan kısa sürede çıkabilecek olan Anayasa Mahkemesi’ne hâkim tayininde, Erdoğan’ın partisi AKP’nin bir üyesi olan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e kilit rol bahşedildi.

     

    Laikler, bu potansiyel Müslüman dirilişinin gelişimine sebep olmaktan dolayı kısmen suçlanabilirler.

     

    Laik Türkiye Cumhuriyetinin Mustafa Kemal Atatürk tarafından 1923’te kurulmasından bu yana, askeri elitler, laik siyasi hegemonyayı korumak için, zaman zaman işkence ve hukuk dışı cinayetlerce de eşlik edilen darbeler yapmıştır.

     

    Saldırganca, katı bir din ve devlet ayrımının peşinden koşmuştur; üniversitelerde başörtüsüne gelen kesin bir yasak gibi ki bu, Erdoğan’ın kızı Sümeyye ve binlerce başka zengin muhafazakâr ailenin kızını başlarını açmaktansa diplomalarını yurtdışında aramaya teşvik eden bir eylem oldu.

     

    Şimdi Erdoğan’ın Türkiye’deki dindar çoğunluğun desteği sayesinde son sekiz yıldır iktidarda kalan AKP’si, aksi yönde bir İslami akıma öncülük ediyor.

     

    Türkiye’nin laik elit kesiminin geleceğinin nasıl olacağının habercisi geçen ay Erdoğan ülkenin en büyük iş lobisi olan Tüsiad’ı referandumda belirgin bir duruş sergilemediği için “bertaraf” etmekle tehdit ettiğinde görüldü.

     

    Tüsiad haklı olarak, “Bir sivil toplum kuruluşunu ‘taraf olmayan bertaraf olur’ diye uyarmak …modern demokraside sivil toplumun rolünü güçlendirmeyecektir.” şeklinde cevapladı.

     

    Türk iş komitesi; gazeteleri Erdoğan hükümetini eleştirmekte olan Doğan medya grubunun hükümet tarafından büyük çaplı vergi cezalarına tabi tutulması konusunda şimdiden endişeli. Ve iş adamları şimdi bir süredir hükümet ihalelerini kazanabilmek için alkollü içeceklerin tüketimi ve diğer laik alışkanlıkları saklamaları gerektiğinden yakınıyorlar.

     

    Bu arada, geçen yılın nisanında, NATO zirvesinin Türk heyeti, Peygamber Muhammed’i karikatürize eden Danimarkalı çizerin ifade özgürlüğünün öne çıkan bir savunucusu olan Danimarka Başbakanı Anders Fogh Rasmussen’in birliğin yeni genel sekreteri olarak atanmasını baştan reddetmişti.

     

    Böyle bir pozisyon, Erdoğan’ın konuşma özgürlüğü gibi demokratik değerlere bağlılığı hakkında soru işaretleri oluşturuyor.

     

    Referandumda belirginleşen güç kayması muhtemelen İsrail’le ilişkileri de etkileyecek. Geçtiğimiz yıllarda, Türk silahlı kuvvetlerine hâkim olan laik elit kesim İsrail ordusuyla müşterek askeri tatbikatlara önayak olmuştu.

     

    Dökme Kurşun Operasyonunun ardından, İsrail’in Gazze’deki 2008/9 kışında Hamas’a saldırısı -bu esnada Erdoğan Hamas’ın tarafını tutmuştu- ve özellikle Mavi Marmara meselesinden sonra, ittifak yeni bir düşüş yaşadı.

     

    Türkiye’deki askeri liderliğin gücü zayıflar ve İslami etki zemin kazanırken, İsrail ordusu ve Türk kuvvetleri arasındaki ilişkiler daha büyük gerilemeler yaşayacak gibi görünüyor.

     

    Ve nispeten geniş referandum zaferinin siyasi ivmesinin tadını çıkaran Erdoğan’la, Temmuz 2011 ulusal seçimlerinde AKP’nin kazanması gitgide daha olası görünüyor.

     

    Belli ki, Erdoğan’ı, onunla birlikte onun eşsiz “demokrasi” tarzını ve belli ki İsrail’den adım adım uzaklaşmayı en önemli öğe edinmesiyle öne çıkan bir dış politikayı da daha bol bol göreceğiz.

     

    Çeviren: İkbal Zeynep Dursunoğlu

     

    http://www.jpost.com/Opinion/Editorials/Article.aspx?id=188100

     

    

    Makaleler

    Güncel

    Hava Durumu