Peygamber Algısından Kopuş / Mayıs-Haziran 2019 65.Sayı

30.00 25.00

(663 kişi tarafından görüldü )

Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla...

Ramazan ayını geçirdiğimiz bu mübarek günlerde zamanı ve insanı yaratanın, vahyi indirenin, zamanı ve insanı vahiyle şereflendirenin adıyla başlarım. 

Kur’an’î Hayat ailesi olarak MAYIS-HAZİRAN sayımızın kapak konusunu PEYGAMBER ALGISINDAN KOPUŞ olarak belirledik. İnsanın yaratılış gayesi, “yeryüzünde varoluş amacına uygun bir hayatı inşa” etmektir.
Vahiy, bu inşanın ustası olan insanın kullanma kılavuzu, prospektüsüdür. İnsan, kendi varoluş amacını doğru ve maksimum düzeyde gerçekleştirmek istiyorsa, öncelikle kendisini vahyin inşasına açmak zorundadır.
Bu bağlamda tüm peygamberlerin gönderiliş amacı, insanın kendisini, çevresini, hayatı, varlığı ve Allah’ı doğru anlamasını sağlamaktır. O yüzden peygamberler, hep anlamın kaybolduğu, ortalığı yanlış anlamanın kapladığı bir zaman ve zeminde gelmişlerdir. Kendisini, çevresini, hayatı, varlığı ve Allah’ı yanlış anlayan, bunun sonucunda da hayatın anlamını kaybeden insanlığa doğru anlamanın en kalıcı yöntemini bizzat yaşayarak göstermişlerdir. Bu saiklerden yola çıkarak oluşturduğumuz dosyamızın başyazısında Mustafa İslamoğlu Hocamız; “Aşırı Yüceltmenin Sosyolojik Arka Planı” başlıklı yazısı ile cahiliye aklının peygamber algısını ele almıştır.

Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla...

Ramazan ayını geçirdiğimiz bu mübarek günlerde zamanı ve insanı yaratanın, vahyi indirenin, zamanı ve insanı vahiyle şereflendirenin adıyla başlarım. 

Kur’an’î Hayat ailesi olarak MAYIS-HAZİRAN sayımızın kapak konusunu PEYGAMBER ALGISINDAN KOPUŞ olarak belirledik. İnsanın yaratılış gayesi, “yeryüzünde varoluş amacına uygun bir hayatı inşa” etmektir.
Vahiy, bu inşanın ustası olan insanın kullanma kılavuzu, prospektüsüdür. İnsan, kendi varoluş amacını doğru ve maksimum düzeyde gerçekleştirmek istiyorsa, öncelikle kendisini vahyin inşasına açmak zorundadır.
Bu bağlamda tüm peygamberlerin gönderiliş amacı, insanın kendisini, çevresini, hayatı, varlığı ve Allah’ı doğru anlamasını sağlamaktır. O yüzden peygamberler, hep anlamın kaybolduğu, ortalığı yanlış anlamanın kapladığı bir zaman ve zeminde gelmişlerdir. Kendisini, çevresini, hayatı, varlığı ve Allah’ı yanlış anlayan, bunun sonucunda da hayatın anlamını kaybeden insanlığa doğru anlamanın en kalıcı yöntemini bizzat yaşayarak göstermişlerdir. Bu saiklerden yola çıkarak oluşturduğumuz dosyamızın başyazısında Mustafa İslamoğlu Hocamız; “Aşırı Yüceltmenin Sosyolojik Arka Planı” başlıklı yazısı ile cahiliye aklının peygamber algısını ele almıştır.