Vahiy tarihsel değil, evrenseldir. Sadece nazil olduğu 1400 sene önceki Arabistan’ı değil, gelecek bütün çağları kapsar, ışığıyla aydınlatır. Kıssalara konu olan Peygamberler de insanlığa rol-model olan güzel örnekledir.
Kur'an'i Hayat Dergisi
Öz
Bu çalışmanın amacı, kıssa ve mesellerden istifade edilerek okuyucuda ahlakî bilinç inşa etmektir.
Bilindiği gibi Kur’an’ın %40’ı kıssa ve mesellerden oluşmaktadır. Kur’an’da hiçbir ayet ve sure anlamsız ve amaçsız yer almayacağına göre, elbette ki bu kıssa ve mesellerin de bir hedefi olmalıydı.
Vahiy tarihsel değil, evrenseldir. Sadece nazil olduğu 1400 sene önceki Arabistan’ı değil, gelecek bütün çağları kapsar, ışığıyla aydınlatır. Kıssalara konu olan Peygamberler de insanlığa rol-model olan güzel örnekledir. Bizler onların rol-model olmalarından hareketle, konusu oldukları kıssalardan hisse çıkartırız, hayatımıza uygularız.
Kuran kıssaları tarih anlatmak değil, ibretlik olaylardır, onlardan ders çıkartılır. Kıssaları oluşturan olayların çoğunca yerleri ve zamanları bile belli değildir. Hata pek çok yerde kişilerin kim olduğu da anlaşılmaz. Olaylar sembollerle anlatılır ve bizden tefekkür etmemiz istenir.
İşte bu çalışma da, okuyucunun tefekkür etmesi (soy bilgi üretme) amacıyla hazırlanmıştır.
Giriş
Kavimlerin helakinde peygamberlerin dahli yoktur. Yine kavimlerin başlarına gelen felaket, kavmi imana ikna etmeyi amaçlamaz. Zira kalem kırılmıştır. Helak iradesi bir uslandırma değil, bir infaz ameliyesidir.[1]
Birkaç hisse örneği vermek gerekirse;
- Sen karada gemini yap, suların Rabbi denizi ayağına getirir.
- Her Nemrudun ateşini söndürecek bir su mutlaka vardır.
- Firavunun eli anaların rahmine uzandığında Allah; Musa’yı Firavunun sarayında prens olarak yetiştirir.
- Her Firavunu boğacak bir su mutlaka vardır.
- Sen imanını yaşamak için bir mağara kadar bile bir yer bulsan, Allah seni orada 309 sene korur.
Nuh ve kavmi öldü ama hak ve batıl, tuğyan-tufan ilişkisi hala yaşıyor. Yusuf ve Züleyha yoklar ama onların şahsında tecelli eden iffet ve afet-şehvet özelliği hala yaşıyor.
Yöntem
Makalede kıssa ve meseller nüzul sırasına göre alınmıştır. Aynı şekilde, peygamberler de hayatlarına göre sıralanmıştır. Surelerin yanındaki rakamların ilki Nüzul sırasını, ikincisi Mushaf sırasını gösterir.
Ayetlerin bazılarının ardından gelen altı çizgili metinler, yazarın mesel ve kıssadan çıkartılabilecek hisse ve elde edilecek ahlakla ilgili kişisel yorumlarıdır.
Bu çalışmada; internet ortamından rahatça indirilebildiği ve kolayca tasnif edilebildiği için Diyanet Meali esas alınmıştır.
BAŞLANGIÇ VE İLK MOTİVASYON: DUHA VE ŞERH SURELERİ
Vahiy kesilmesi (Fetret-ül Vahiy)’den dolayı çok üzülen Allah Resulünü teselli amacıyla, 5. Ve 6. sırada nazil olan Duha ve İnşirah Sureleri, bütünüyle muhteşem bir “Allah-Peygamber-Kul ilişkisi ahlakı” oluşturur.
Sadece çok yakın dostlar arasında söz konusu olabilen “Darılma” samimiyet ve yakınlığını Resulüne, dolayısıyla âlemlere lütfeden Rabbimiz; bu surelerle Resulünün ve bütün kullarının sıkıntısını gideriyor ve onları güvendiriyor. Sonra da yapılması gerekenleri açıklıyor.
DUHA SURESİ 5/93 Hz. Muhammed (1-11. Ayetler)
“Kuşluk vaktine andolsun, Karanlığı çöktüğü vakit geceye andolsun ki, Rabbin seni terk etmedi, sana darılmadı da. Muhakkak ki ahiret senin için dünyadan daha hayırlıdır. Şüphesiz, Rabbin sana verecek ve sen de hoşnut olacaksın. Seni yetim bulup da barındırmadı mı? Seni yolunu kaybetmiş olarak bulup da yola iletmedi mi? Seni ihtiyaç içinde bulup da zengin etmedi mi? Öyleyse sakın yetimi ezme! Sakın isteyeni azarlama! Rabbinin nimetine gelince; işte onu anlat.”
ŞERH SURESİ 6/94 Hz. Muhammed (1-8. Ayetler)
“(Ey Muhammed!) Senin göğsünü açıp genişletmedik mi? Belini büken yükünü üzerinden kaldırmadık mı? Senin şanını yükseltmedik mi? Şüphesiz güçlükle beraber bir kolaylık vardır. Gerçekten, güçlükle beraber bir kolaylık vardır. Öyleyse, bir işi bitirince diğerine koyul. Ancak Rabbine yönel ve yalvar.”
Mesaj: Bu iki surenin her bir ayeti bizatihi hisse alınacak ehemmiyettedir. Hz. Muhammed’in şahsında bütün insanlığa hediyedir.
Rabbimiz, kendisinin bildiği bir amaçla, kendi seçtiği Resulüne vahyini çok kısa bir süre ertelemiştir. Muhtemelen birkaç hafta… Bu kısa süre bile, vahyin şerefine ve lezzetine susamış Efendimize o kadar ağır gelmiştir ki, adeta yerlere göklere sığamaz olmuştur.
Kim bilir, belki de Rabbimizin Resulünü bir eğitim, ya da ikaz amacı söz konusudur. Biz bilemeyiz.
Fakat sonra öyle iki isteklendirme suresi lütfetmiştir ki, sadece Hz Muhammed’i değil, 1400 yıldan beri bütün inananların sadırlarına şifa olmaktadır. Her namazda anlamını bilerek ve sindirerek bu iki sure okunsa, hatta biraz sesli okunup kendisi de duysa, namazdaki kul-Allah ilişkisinin her bir şahıs için ulaşacağı zirve noktayı hisseder gibiyim.
SEMBOL ATAMIZ ÂDEM’İN İKİ OĞLU İLE İLGİLİ MESEL
MAİDE SURESİ 108:5 Âdem’in iki oğlu meseli (27-31. Ayetler)
“(Ey Muhammed!) Onlara, Âdem’in iki oğlunun haberini gerçek olarak oku. Hani ikisi de birer kurban sunmuşlardı da, birinden kabul edilmiş, ötekinden kabul edilmemişti. Kurbanı kabul edilmeyen, “Andolsun seni mutlaka öldüreceğim” demişti. Öteki, “Allah, ancak kendisine karşı gelmekten sakınanlardan kabul eder” demişti” “Andolsun! Sen beni öldürmek için elini bana uzatsan da ben seni öldürmek için sana elimi uzatacak değilim. Çünkü ben âlemlerin Rabbi olan Allah’tan korkarım.” “Ben istiyorum ki, sen benim günahımı da, kendi günahını da yüklenip cehennemliklerden olasın. İşte bu zalimlerin cezasıdır.”
Mesaj: infak veya kurban en iyisinden değilse kabul edilmez.
“Derken nefsi onu kardeşini öldürmeye itti de (nefsine uyarak) onu öldürdü ve böylece ziyan edenlerden oldu”
Mesaj: Bir âdem öldürmek bir âlemi öldürmek gibidir. Kabul edilecek hiçbir tarafı yoktur. Cezası da sadece kısastır.
“Nihayet Allah, ona kardeşinin ölmüş cesedini nasıl örtüp gizleyeceğini göstermek için yeri eşeleyen bir karga gönderdi. “Yazıklar olsun bana! Şu karga kadar olup da kardeşimin cesedini örtmekten âciz miyim ben?” dedi. Artık pişmanlık duyanlardan olmuştu.”
Mesaj: Senin niyetin öğrenmekse, karga bile öğretmenin olabilir.
KALEM SURESİ 7/68 Bahçe sahipleri meseli (17-33. Ayetler)
“Hani o bahçe sahipleri, sabah erkenden (fakirler gelmeden) bahçenin ürünlerini devşirmeye yemin etmişlerdi. (Bunu tasarlarken) istisna da yapmıyorlardı. (“İnşallah” demiyorlardı.)”
“Nihayet onlar uykuda iken Rabbinden bir afet (ateş) bahçeyi sardı. Böylece bahçe, (anızı) yakılmış toprağa döndü.”
“Derken, sabahleyin birbirlerine, “Haydi, eğer ürününüzü devşirecekseniz erkenden gidin” diye seslendiler. Bunun üzerine, “Sakın, bugün orada hiçbir yoksul yanınıza sokulmasın” diye fısıldaşarak yola koyuldular. (Yoksullara yardım etmeğe) güçleri yettiği hâlde (böyle söyleyerek) erkenden yola çıktılar.”
“Fakat bahçeyi o hâlde gördüklerinde, “Biz mutlaka yolumuzu şaşırmış olmalıyız!” dediler. (Gerçeği anlayınca da), “Hayır, meğer biz mahrum bırakılmışız!” dediler.”
“Onların en akl-ı selim sahibi olanı, “Ben size ‘Rabbinizi tespih etseydiniz ya! dememiş miydim?” dedi. Onlar, “Rabbimizi tesbih ederiz (yüceltiriz). Şüphesiz biz zalim kimseler imişiz” dediler.”
“Bunun üzerine birbirlerini kınamaya başladılar. Şöyle dediler: “Yazıklar olsun bize! Gerçekten biz azgın kişilermişiz!” “Umulur ki, Rabbimiz bize bunun yerine daha iyisini verir. Çünkü biz artık Rabbimizi arzulayanlarız.. İşte böyledir azap! Ahiret azabı ise elbette daha büyüktür; ah bir bilselerdi!”
Mesaj: Sahip olduklarınızı yoksullarla paylaşınız. Yoksa varlığınız size hayretmez. Allah, bağınızı ve bahçenizi yanmış anız tarlasına döndürür.
KEHF SURESİ 62/18 İki Üzüm Bağı Meseli (32-44. Ayetler)
“Onlara şu iki adamı örnek ver: Onlardan birine iki üzüm bağı vermiş, bağların çevresini hurmalarla donatmış, ikisinin arasına da bir ekinlik koymuştuk.”
“Her iki bağ da meyvelerini vermiş ve ürünlerinden hiçbir şeyi eksik bırakmamıştı. Bu iki bağın arasından bir de nehir fışkırtmıştık.”
“Derken onun büyük bir serveti oldu. Arkadaşıyla konuşurken ona dedi ki: “Benim malım seninkinden daha çok. Adamlardan yana da senden daha üstünüm. “Derken kendine zulmederek bağına girdi. Şöyle dedi: “Bunun sonsuza değin yok olacağını sanmıyorum.” “Kıyametin kopacağını da sanmıyorum. Rabbime döndürülsem bile andolsun bundan daha iyi bir sonuç bulurum.”
“Arkadaşı, ona cevap vererek dedi ki: “Seni topraktan, sonra bir damla döl suyundan yaratan, sonra da seni (eksiksiz) bir insan şeklinde düzenleyen Allah’ı inkâr mı ediyorsun?” “Fakat O Allah benim Rabbimdir. Ben Rabbime hiç kimseyi ortak koşmam.”
“Bağına girdiğinde ‘Maşallah! Kuvvet yalnız Allah’ındır’ deseydin ya!. Eğer benim malımı ve çocuklarımı kendininkilerden daha az görüyorsan, belki Rabbim bana, senin bağından daha iyisini verir. Seninkinin üzerine de gökten bir afet indirir de bağ kupkuru ve yalçın bir toprak hâline geliverir ya da suyu çekiliverir de (bırak bir daha bulmayı) artık onu arayamazsın bile.”
“Derken bütün serveti helâk edildi. (Yıkılmış) çardakları üzerine çökmüş hâldeki bağına yaptığı harcamalar karşısında ellerini ovuşturuyor ve şöyle diyordu: “Keşke Rabbime hiçbir kimseyi ortak koşmasaydım.”
“Onun, Allah’tan başka kendisine yardım edebilecek kimseleri yoktu. Kendi kendini kurtaracak güçte de değildi.”
“İşte bu durumda velayet (himaye ve koruyuculuk) yalnızca hak olan Allah’a mahsustur. O’nun mükâfatı da daha hayırlıdır, vereceği sonuç da daha hayırlıdır.”
Mesaj: İşinde ve aşında Allah aklında değilse, rahmet, şefkat ve bereketten yoksun kalırsın. Unutma; senin yürüyüşün Allah’a doğrudur ve Allah’la beraberdir.
İlk peygamber-insan ilişkisi : HZ. NUH
- NUH Kur’an’da 11 Surede ve 43 Yerde adı geçer. İnsanlarla ilişkisi itibariyle, ilk muhatap alınan peygamber olduğu için kıssaların ilk sırasında Nuh Peygamber yer aldı.
ŞUARA SURESİ 51/26 Hz. Nuh (105-121. Ayetler)
“Nûh’un kavmi de Peygamberleri yalanladı.”
Mesaj: Allah yolunda bir iş yaparken yalanlanmayı göze al!
“Buna karşılık sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ücretim ancak âlemlerin Rabbi olan Allah’a aittir.”
Mesaj: Allah yolunda bir iş yaparken hiçbir ücret talep etme. Ecrini sadece Allah’tan bekle!
“Derken biz onu ve beraberindekileri dolu geminin içinde (taşıyıp) kurtardık. Sonra da geride kalanları suda boğduk.”
Mesaj: Sonunda Allah tarafından kurtulacağına iman et; karşı taraftakilerin de helak olacağına.
“Dediler ki: “Sana hep aşağılık kimseler uymuş iken, biz hiç sana inanır mıyız?”
Mesaj: Seninle birlikte hareket eden insanlara çeşitli kusurlar bulacaklarına hazır ol, bunları hazmet, kafana fazla takma!
“Ey Rabbim! Kavmim beni yalanladı.” “Artık onlarla benim aramda sen hükmet. Beni ve benimle birlikte olan müminleri kurtar.”
Mesaj: Bittim noktasında durumunu Rabbine arz et ve “yettim kulum” demesini bekle. Mutlaka yetecektir.
“Derken biz onu ve beraberindekileri dolu geminin içinde (taşıyıp) kurtardık. Sonra da geride kalanları suda boğduk.”
Mesaj: Sonunda Allah tarafından kurtulacağına iman et; karşı taraftakilerin de helak olacağına.
KAMER SURESİ 54/54 Hz. Nuh (9-16. Ayetler)
“Bu bir delidir” dediler ve kulumuz (tebliğ görevinden) alıkonuldu.”
Mesaj: Sana her türlü yakıştırmayı yapacaklardır; sana deli, sihirbaz, yalancı, kâhin, şair, cinnet getirmiş diyeceklerdir. Hatta görevini yapmayı engelleyeceklerdir. Bu tür iftira ve uydurmalara aldırma. Senin yolunu Allah çizdi. Hedefine kilitlen ve oraya doru yürümeye çalış.
“O da Rabbine, “Ey Rabbim! Ben yenilgiye uğradım, yardım et” diye dua etti.”
Mesaj: Hz. Nuh peygamberken bile mağlup olduğunu kabul edip halini Rabbimize arz etmişse, sen de durum muhakemesi yapıp halini Allah’a arz et. O senin sahibindir. Halini en iyi O değerlendirecektir.
“Biz de göğün kapılarını dökülürcesine yağan bir yağmurla açtık. Yeryüzünü pınar pınar fışkırttık. Derken sular takdir edilmiş bir iş için birleşti.”
“Biz Nûh’u çivilerle perçinli levhalardan oluşan gemiye bindirdik. Gemi, inkâr edilen kimseye (Nuh’a) bir mükâfat olarak gözetimimiz altında yüzüyordu.”
Mesaj: Sen karada gemini yap suların rabbi denizi ayağına getirir. Sen de zamanın Nuh’u ol, kötülük okyanus da olsa, sen iyilik adası ol!
ARAF SURESİ 56/7 Hz. Nuh (59-64. Ayetler)
“Kavminin ileri gelenleri, “Biz seni açıkça bir sapıklık içinde görüyoruz” dediler.”
Mesaj: Sana her türlü karalamayı yapacaklardır, sapık bile diyeceklerdir.
“(Nûh onlara) şöyle dedi: “Ey kavmim! Bende herhangi bir sapıklık yok. Aksine ben, âlemlerin Rabbi tarafından gönderilmiş bir peygamberim.” “Ben size Rabbimin vahyettiklerini tebliğ ediyorum ve size nasihat ediyorum. Sizin bilmediğiniz şeyleri de Allah tarafından gelen vahiy ile biliyorum.”
Mesaj: Israrla tebliğe devam et, açıkla, anlat, gözlerinin önüne ser. Bütün çabanı sarf et. Sen emekten sorumlusun, başarıdan değil. Başarıyı sadece ve ancak Allah lütfedecektir.
“Derken kavmi onu yalanladı. Biz de onu ve gemide onunla beraber bulunanları kurtardık. Ayetlerimizi yalanlayanları da suda boğduk. Çünkü onlar (vicdanları hakka kapalı) kör bir kavim idiler.”
Mesaj: Her tuğyanın bir tufanı vardır. Azanlar, tufanda boğulmaya hazır olsunlar. Sen kendini güvende hisset, senin Sahibin var, korkma.
NUH SURESİ 64/71 Hz. Nuh (1-28. Ayetler)
“Şüphesiz biz Nûh’u, kavmine, “Kendilerine elem dolu bir azap gelmeden önce kavmini uyar” diye peygamber olarak gönderdik.”
Mesaj: Peygamberlerin mirasçısı olduğu hatırından hiç çıkartma. O peygamberlerin her türlü görev ve vazifelerini, aynıyla tevarüs ettiğinin bilincinde ol Sen yapmak için çaba göster, emek sarf et. Bil ki, Allah’ın en çok saygı duyduğu şey emektir.
“Nûh, şöyle dedi: “Ey kavmim! Şüphesiz, ben sizin için apaçık bir uyarıcıyım.” “Allah’a ibadet edin. O’na karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin ki sizin günahlarınızı bağışlasın ve sizi belli bir vakte kadar ertelesin. Şüphesiz, Allah’ın belirlediği vakit gelince ertelenmez. Keşke bilseydiniz.”
Mesaj: Değişik ikna metotları bul kendine. Asla bıkkınlık getirme ve görev şuurunu hiç kaybetme. Sonunda mutlaka anlatacağından emin ol. Sen görevini yap. Onların kalemini Allah kıracaktır. Kalem kırılmışsa artık geri dönüşü yoktur.
“Nûh, dedi ki: “Rabbim! Gerçekten onlar bana karşı geldiler, malı ve çocuğu ancak kendi hüsranını artıran kimselere uydular.” “Bunlar da, çok büyük bir tuzak kurdular.” “Şöyle dediler: ‘Sakın ilâhlarınızı bırakmayın. Hele hele Vedd’i, Süvâ’ı, Yeğûs’u, Ye’ûk’u ve Nesr’i hiç bırakmayın.” “Onlar gerçekten birçoklarını saptırdılar. (Rabbim!) Sen de bu zalimlerin sadece sapıklıklarını artır.”
Mesaj: Onlar ilahlarını savunurlarsa, sen de Rabbin Allah’ı anlat onlara. Sen görevini yap. Elinden geleni yap ki, sonra “şunu da yapsaydım” deme. Onların tuzaklarından da asla çekinme. Allah onların tuzaklarını bozacak ve mukabil öyle bir tuzaklar kuracaktır ki…
“Hataları (küfür ve isyanları) yüzünden suda boğuldular ve cehenneme sokuldular da kendileri için Allah’tan başka yardımcılar bulamadılar.”
Mesaj: Her tuğyanın bir tufanı, her tufanın da bir Nuh’u, her geminin de bir rotası vardır. Bizim de rotamız Kur’an’dır. Bu rotanın seni en güvenilir limana götüreceğinden hiç şüphen olmasın.
“Rabbim! Beni, ana babamı, iman etmiş olarak evime girenleri, iman eden erkekleri ve iman eden kadınları bağışla. Zalimlerin de ancak helâkini arttır.”
Mesaj: Dua etmeyi asla unutma. Bilesin ki, senin Allah katındaki değerin duaların kadardır. Duanın kabul olunacağından şüphen olmasın.
SAFFAT SURESİ 66/37 Hz. Nuh (75-82. Ayetler)
“Andolsun, Nûh bize dua edip seslenmişti. Biz ne güzel cevap vereniz! Onu ve ailesini o büyük sıkıntıdan kurtardık. Onun neslini yeryüzünde kalanlar kıldık. Sonradan gelenler arasında ona güzel bir ad bıraktık. Âlemler içinde Nûh’a selâm olsun! İşte biz iyilik yapanları böyle mükâfatlandırırız. Çünkü o, bizim mümin kullarımızdandı. Sonra biz, diğerlerini suda boğduk.”
Mesaj: Duaların Allah tarafından duyulacak ve Rabbinden güzel bir cevap alacaksın. Sıkıntılardan kurtulacak, neslin yeryüzünde güzel bir ad bırakarak kalacaktır. Düşmanların mı? Onlar helak olacaklardır, kesin helak…
YUNUS SURESİ 69/10 Hz. Nuh (71 VE 73. Ayetler)
“Bana Müslümanlardan olmam emredildi.”
Mesaj: Durumunu açıkça ve çok net ortaya koy. Anlaşılmayan hiçbir nokta kalmasın.
“Onu yine de yalanladılar. Biz de onu ve onunla beraber gemide bulunanları kurtardık ve onları ötekilerin yerine geçirdik. Ayetlerimizi yalanlayanları da suda boğduk. Bak, uyarılan (fakat söz anlamayan)ların sonu nasıl oldu!” Mesaj: Rabbinin ayetlerini anlamayanlarının sonunun, bir şekilde helak olacağının bilincinde ol ve Rabbinin seninle olduğunu aklından çıkartma!
HUD SURESİ 70/11 Hz. Nuh ve Tufan (25-49. Ayetler)
“Biz, senin ancak bizim gibi bir insan olduğunu görüyoruz. İlk bakışta sana uyanların da ancak en aşağılıklarımızdan ibaret olduğunu görüyoruz. Sizin bize karşı herhangi bir üstünlüğünüzü de görmüyoruz. Aksine sizin yalancı kimseler olduğunuzu sanıyoruz” dediler.”
Mesaj: Seni ve yanındakileri, “aşağı tabakadan birilerisiniz ve farklı sınıftansınız” diye suçlayacaklardır. Bu asılsız ithamlara hazır ol. Kendine güven. Aldığın görevinin öneminin idrakinde ol. Ve hep Rabbinin seninle birlikte olduğunu hisset!
“Size ben, “Allah’ın hazineleri yanımdadır”, demiyorum; gaybı da bilmem. “Ben bir meleğim” de demiyorum. Sizin hor gördüğünüz kimseler için, “Allah, onlara asla hiçbir hayır vermez” de diyemem. Allah, onların içlerindekini daha iyi bilir. Böyle bir şey söylersem, o zaman ben gerçekten zalimlerden olurum. Dediler ki: “Ey Nûh! Bizimle tartıştın ve tartışmayı uzattın. Eğer doğru söyleyenlerden isen, haydi kendisiyle bizi tehdit ettiğin azabı getir.”
Mesaj: Onlar senden acil azap mı isteyecekler? Seni zorlayacaklar mı? Kimse endişe etmesin. Allah’ın görevli melekleri hazır bekliyorlar. Keşke onlar Melekût Âlemini idrak edip, Meleklere iman etselerdi. Yazık…
“Nûh dedi ki: “Onu size, dilerse ancak Allah getirir ve siz (Allah’ı) âciz bırakamazsınız.” Ben size öğüt vermek istesem de, eğer Allah sizi azdırmak istemişse, öğüdüm size fayda vermez. O, sizin Rabbinizdir ve O’na döndürüleceksiniz.”
“Nûh’a vahyolundu ki: “Kavminden daha önce iman etmiş olanlardan başka, artık hiç kimse iman etmeyecek. O hâlde, onların yapmakta oldukları şeylerden dolayı üzülme.” Kalem kırıldı.”
Mesaj: Kapılar kapanmadan, kalem kırılmadan ne kadar çok tebliğ edebilirsen et. Sen sadece uyar, müjdele ve anlat. Hepsi bu. Ne eksik ne fazla.
“Nihayet emrimiz gelip, tandır kaynamaya başlayınca (sular coşup taşınca) Nûh’a dedik ki: “Her cins canlıdan (erkekli dişili) birer çift, bir de kendileri hakkında daha önce hüküm verilmiş olanlar dışındaki ailen ile iman edenleri ona yükle.” Ama onunla beraber sadece pek az kimse iman etmişti.”
Mesaj: Her tuğyanın bir tufanı, her tufanın bir Nuh’u, her Nuh’un bir gemisi ve her geminin bir rotası vardır. Bizim de rotamız Kuran’dır. Allah’a iman eden Allah’a güvenir. Sonra da kendini güvende hisseder. Ve en nihayet başkalarına da güven verir.
Yolculuk duası: “(Nûh), “Binin ona. Onun yüzüp gitmesi de durması da Allah’ın adıyladır. Şüphesiz Rabbim çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.” dedi (bismillahi mecra ha ve mursa ha, inne rabbi le gafurun rahim) (Hud 11:41)”
“Gemi, dağlar gibi dalgalar arasında onları götürüyordu. Nûh, ayrı bir yere çekilmiş olan oğluna, “Yavrucuğum, bizimle beraber sen de bin, inkârcılarla birlikte olma” diye seslendi. O, “Ben, kendimi sudan koruyacak bir dağa sığınacağım” dedi. Nûh, “Bugün Allah’ın rahmet ettikleri hariç, O’nun azabından korunacak hiç kimse yoktur” dedi. Derken aralarına dalga giriverdi de oğlu boğulanlardan oldu.”
Mesaj: Peygamberin oğlu da olunsa, kendi iradesiyle iman etmedikçe, kimse onu doğru yola iletemez. Cennete gidersen kendin gideceksin, gitmezsen kendin gitmeyeceksin.
Mesaj: Aile olmak, her zaman biyolojik akrabalıkla mümkün değildir. Sevgi ve iman ailesi olmaktır aslolan. Çünkü bu iki dünyada da geçerli olan aile türüdür.
“Nûh, Rabbine seslenip şöyle dedi: “Rabbim! Şüphesiz oğlum da ailemdendir. Senin vaadin elbette gerçektir. Sen de hükmedenlerin en iyi hükmedenisin.” Allah, “Ey Nûh! O, asla senin ailenden değildir. Onun yaptığı, iyi olmayan bir iştir. O hâlde, hakkında hiçbir bilgin olmayan şeyi benden isteme. Ben, sana cahillerden olmamanı öğütlerim” dedi. Nûh, “Rabbim! Şüphesiz ben senden hakkında bilgim olmayan şeyi istemekten sana sığınırım. Eğer beni bağışlamaz ve bana acımazsan, şüphesiz ziyana uğrayanlardan olurum” dedi.”
Mesaj: Oğlun da olsa, safını seçip inkârcılardan olana, ailenden birisi diye yakınlık göstermeyecek ve ilgi duymayacaksın. Yoksa Rabbimizin uyarısı ile karşılaşırsın)
Mesaj: Rotası Kuran olan geminin sonu selamettir. Sen de, hayat geminin rotasını Kuran yap ve selamet limanına sağ salim ulaş!
ENBİYA SURESİ 79:21 Hz. Nuh (76-77. Ayetler)
“(Ey Muhammed!) Nûh’u da hatırla. Hani o daha önce dua etmişti de biz onun duasını kabul ederek, kendisini ve ailesini o büyük sıkıntıdan (tufandan) kurtarmıştık.”
Mesaj: Samimi olarak yapacağın duanın kabul edileceğinden emin ol. Ayrıca, bittim demeden yettim denilmeyeceğinin de şuuruna er!
MÜMİNUN SURESİ 80:23 Hz Nuh (23-30. Ayetler)
“Bunun üzerine kendi kavminden inkâr eden ileri gelenler şöyle dediler: “Bu ancak sizin gibi bir beşerdir, size üstünlük taslamak istiyor. Eğer Allah dileseydi, bir melek gönderirdi. Biz önceki atalarımızdan böyle bir şey duymadık.” “Bu, ancak cinnet getirmiş bir adamdır. Öyle ise bir müddet onu gözetleyiniz.”
Mesaj: Bunlar eskilerin masalları diyecekler, atalarımızdan öyle bir şey duymadık diyecekle, ecinniye uğramış diyecekler, sana hasta muamelesi yapacaklar. Bütün bunlara hazır ol. Asıl senin gözetleyen El Hâfî ismiyle Rabbindir ve O senin gerçek yüzünü biliyordur. Çabanı da O değerlendirecektir. Rahat ol!
“(Nûh), “Rabbim! Beni yalanlamalarına karşı bana yardım et!” dedi.”
“Bunun üzerine Nûh’a, “Bizim gözetimimiz altında ve vahyimize göre o gemiyi yap” diye vahyettik. “Bizim emrimiz gelip de tandır kaynamaya başlayınca, (sular coşup taştığında Nûh’a) dedik ki: “Her cins canlıdan (erkekli dişili) birer çift, bir de kendileri aleyhinde daha önce hüküm verilmiş olanlardan başka aileni gemiye al ve zulmeden kimseler hakkında bana hiç yalvarma! Şüphesiz onlar suda boğulacaklardır.”
Mesaj: Bu cümleyi bir defa daha kuralım: Her tuğyanın bir tufanı, her tufanın bir Nuh’u, her Nuh’un bir gemisi ve her geminin bir rotası vardır. Bizim de rotamız Kur’an’dır. Rotası Kur’an olan Allah’a emanettir ve kesin güvendedir.
Müminun 23:28-29 Hz. Nuh’un kurtuluştan sonra yaptığı şükür duası: “Sen ve beraberindeki kimseler, gemiye bindiğiniz zaman: (elhamdulillahi neccana minel gavmiz zalimin) “bizi zalim kavmin elinden kurtaran Allah’a hamd olsun” de. Yine de ki: “ey rabbim! Beni bereketli bir yere kondur. Sen, konuk edenlerin en hayırlısısın.”
(Bu duayı ezberleyelim mi?)
ZARİYAT SURESİ 87:51 Hz. Nuh (46. Ayet)
“Bunlardan önce de Nûh kavmini helâk etmiştik. Çünkü onlar fasık bir toplum idiler”
Mesaj: Karşındaki topluma bir bak. Eğer fasıklarsa bu mübarek suresinin, bu müthiş ayetini hatırla…
ANKEBUT 89:29 Hz. Nuh (14-15. Ayetler)
“Andolsun, biz, Nûh’u kendi kavmine peygamber olarak gönderdik. O da dokuz yüz elli yıl onların arasında kaldı. Neticede onlar zulümlerini sürdürürlerken tufan kendilerini yakalayıverdi. Biz de onu (Nûh’u) ve gemide bulunanları kurtardık ve bunu âlemlere bir ibret kıldık.”
Mesaj: Zulüm yapan zalim kavimleri Allah bilir. Allah zalimin hasmıdır. Ve Allah hesabı çok seri görendir.
SON SÖZ: “HER TUĞYANIN BİR TUFANI VARDIR.”
Devam edecek…
.......................................................................................................................................................
[1] İslamoğlu M. Kur’an’ı Anlama Yöntemi (Tefsir Usulü). Düşün yayınları. İstanbul, 1914.
Yorumlar