İsraflardan Sağlıklı Yaşamlara

Dindarlık taslamak adına temiz ve helal rızıkları yasaklamak da sınırı aşmaktır. Belki de günümüzün küresel sorunlarının başında gelen küresel ısınma, bir an evvel çözülmeye muhtaç bir problem teşkil etmektedir.

İsraflardan Sağlıklı Yaşamlara

Dindarlık taslamak adına temiz ve helal rızıkları yasaklamak da sınırı aşmaktır. Belki de günümüzün küresel sorunlarının başında gelen küresel ısınma, bir an evvel çözülmeye muhtaç bir problem teşkil etmektedir.

Kur'an'i Hayat Dergisi

 

İsraf sözlük anlamı olarak, gereksiz harcama, gereksiz tüketim, savurganlık, tutumsuzluk anlamlarına gelmektedir. İsraf ile ilgili Kur’an’da A’raf Suresi 30-31-32, Furkan Suresi 67, En’am Suresi 141, Nisa Suresi 6. ayetleri ele alarak hayatımızla bağlantı kurmaya çalışacağız.

O, bazılarını doğru yola sevk edecek; fakat bazıları için de doğru yoldan sapmak kaçınılmaz hâle gelecek: Çünkü onlar Allah’ı bırakıp şeytan(î duyguların)ın hâkimiyetine girecek; üstelik doğru yolu bulduklarını sanarak…

EY Âdemoğulları! Her ibadet yerinde/ibadette ziynet ve zarafetinizi takının. Yiyin, için ama israf etmeyin; çünkü O israf edenleri sevmez.

“Sor bakayım: “Allah’ın kulları için yarattığı güzellikleri, temiz ve helâl rızıkları yasaklayan kimmiş?” Cevap ver: “Bunlar dünya hayatında (herkesle birlikte) imana erenler için, Kıyamet Günü ise yalnızca onlara has olacaktır.” Kavrama yeteneği olan bir toplum için âyetlerimizi işte böyle açık ve net bir biçimde dile getiriyoruz.” (A’raf 7:30-31-32/ Hayat Kitabı KUR’AN - Mustafa İslamoğlu)

A’raf Suresindeki 30. ayette doğru yolu bulduklarını sanarak şeytani duyguların hakimiyetine girmek çok dikkat etmemiz gereken bir ifadedir. Zira doğru yolu bulmayı ayetlerin bir kısmını (bazı ibadet ritüellerini) aşırı yüceltip adeta putlaştırmak diğer emir ve yasakları geleneksel bakış açısına uygun biçimde fazla önemli görmemek gerektiğini zannedebiliriz. Bu söylemime örnek olarak 31. ayetteki ‘Yiyin için ama israf etmeyin’ emri alınmalıdır. Yiyip içmeyi sadece tabağımıza yiyebileceğimiz kadar yemek almak gerektiğini, fazlasını alıp yiyemezsek çöpe atıldığında israf etmiş oluruz şeklinde almamız gerekir. Zira yiyip içmek aslında her türlü yapılan harcamalarımızda gerektiği kadarıyla hareket etmemiz gerektiği ile ilgilidir. Dindarlık taslamak adına temiz ve helal rızıkları yasaklamak da sınırı aşmaktır. 32. Ayet bizi bu bağlamda uyarmış olur; zira sınırları koyan, Kur’an’a emir ve yasakları koyan Allah’tır.

“Ve onlar ki, infak ettikleri zaman ne düşüncesizce saçıp savururlar, ne de pintilik ederler; zaten bu ikisi arasındaki bir yol dengeli bir tavırdır.” (Furkan 25:67/ Hayat Kitabı KUR’AN - Mustafa İslamoğlu)  

Furkan Suresi’ndeki 63. ayetle başlayan ‘Rahman’ın has kulları’ ifadesi 67. ayette de ‘Onlar’ hitabında devam eder ve düşüncesizce saçıp savurularak yapılan infakta bile israfın olabileceği ve bunun da dengeli bir tavır olmayacağı, infakta dengeli tavrın ne düşüncesizce savurmak ne de pintilik etmek olduğu belirtilmiştir.

“Ve O’dur insan eliyle yetiştirilen ve kendi başına yetişen bahçeleri, bağları, hurmagilleri, çeşit çeşit ürün veren tarlaları, biri diğerine çok benzeyen ve biri diğerinden çok farklı zeytingilleri ve narı var eden. Her biri ürün verdiğinde ürünlerinden yiyin ve hasat günü (yoksullara) haklarını verin; fakat israf etmeyin: Unutmayın ki O israfçıları sevmez.” (En’am 6:141/ Hayat Kitabı KUR’AN - Mustafa İslamoğlu)

Yukarıdaki ayette de; bağ bahçe sahiplerinin yetiştirdikleri, Allah’ın verdiği ürünlerden sahiplerinin yiyebileceği fakat yoksullara da vermeleri gereken haklarını teslim etmeleri gerektiği hatırlatılmaktadır. Fakat bahçe sahiplerinin yoksullara verdikleri (paylaştıkları) mahsulleri de amaçsızca saçıp savurmamak (israf) gerektiği de vurgulanmaktadır.

“Yetimleri, evlenme çağına gelinceye kadar (mallarına dair) sınayın; ama eğer aklen olgunlaştıklarını tesbit ederseniz, mallarını kendilerine geri verin! Büyüyüverecekler diye mallarını alelacele ve saçıp-savurarak yemeye kalkmayın: İhtiyacı olmayan kimse tenezzül etmesin, muhtaç olan da münasip bir biçimde yararlansın! Mallarını kendilerine iade ettiğinizde, onlar adına şahitler bulundurun! Hesap sorucu olarak Allah yeter.”  (Nisa 4:6 / Hayat Kitabı KUR’AN - Mustafa İslamoğlu)

Peki ne gibi israflarla ve sağlıksız yaşam koşulları ile karşılaşıyoruz?

Birleşmiş Milletler Raporunda yayınlanan, çeşitli ülkelerde yapılan israfları ve sağlıksız yaşam koşullarını konu edinen verileri paylaşmak istiyorum:

  • Dünyanın yarı nüfusu yaklaşık 3,5 milyar insan günlük 1-2 dolar aralığında geçinmek durumunda.
  • Dünyanın en zengin 8 insanının toplam geliri 3,5 milyar insanın toplam gelirine eşit.
  • Her yıl yaklaşık 18 milyon insan yoksulluğa bağlı olarak ölüyor ve bu rakam toplam insan ölümlerinin üçte birini oluşturuyor.
  • Her gün 34.000 (34 bin) kişi beş yaş altı çocuklardan oluşmak üzere 50.000 (50 bin) insan açlıktan hayatını kaybediyor.
  • Dünya nüfusunun %10’u dünya gelirinin %70’inden fazlasını elinde tutuyor.
  • 1960 yılında en zengin 20 ülkenin geliri en fakir 20 ülkenin gelirinden 18 kat fazla iken, 1995’te bu 37 kat fazla hale geliyor.
  • Türkiye’de sebzeler sofraya gelene kadar gerçekleşen toplam kayıp 2.4 milyon ton, meyvede ise 880 bin ton, günde 5 milyon adet ekmek çöpe gidiyor. Bu israfın devlet ekonomisine kaybı 214 milyar tl..
  • Sadece İstanbul’da 20 bin civarı lokanta olduğu biliniyor. Aylık yaklaşık olarak 250 milyon tl’lik israf yapılıyor.
  • Her şey dahil otellerde bu israfın 5 katı olduğu tahmin ediliyor.
  • Dünyada 1 milyara yakın insan yetersiz besleniyor.
  • Her yıl 1.3 milyar ton gıda israf ediliyor.
  • Özellikle bazı Afrika ülkelerinde çok fakir nüfus 500 milyonu aşmış durumda.
  • Dünyada tüketim için üretilen her 3 gıdadan 1’i çöpe gidiyor.
  • Dünyada su tüketiminin dörtte biri hiç tüketilmeyen gıdalar için kullanılıyor.
  • Dünyada 700 milyonun üzerinde insan temiz suya ulaşmakta problem yaşıyor.
  • ABD’de üretilen gıdaların %40’ı hiç tüketilmiyor. Avrupa’da her yıl 100 milyon ton yemek çöpe atılıyor.
  • Buna rağmen 1.4 milyar insan aşırı kilo sorunu (obezite) yaşıyor.
  • Dünyada en az gelişmiş 48 ülkeden 22’si İslam ülkesi.
  • 57 İslam ülkesinin toplam geliri 4 trilyon dolar, Almanya’nın tek başına yıllık geliri 4 trilyon dolar.
  • En zengin İslam ülkesi ile en fakir İslam ülkesi arasında 300 kat fark var. Katar’da yıllık gelir kişi başına 53 bin dolar iken, Etiyopya’da bu rakam 177 dolar.

Yukarıdaki raporda geçen maddelere ek olarak birçok insan işsizken bazı kişiler birkaç maaş birden alabiliyor. Bu durum; paylaşım adaletsizliğini ortaya koyduğu gibi ekonomide de zengin olanın israfına, fakir olanın hakkını alamamasına neden olabiliyor.

Yöneticilerin makam arabalarının fahiş fiyatlı oluşu tamamen israf olduğu gibi bunu devletin bütçesinden sağlıyor oluşu belki de israftan çok daha vahim olan haksız kazanca sebebiyet verebiliyor.

Parti harcamalarının (parti ayrımı yapılmaksızın) aşırı seviyelerde yapılıyor olması da dikkat çekmesi gereken israf kalemlerindendir ve bu optimum seviyeye indirilmelidir. Aksi halde ekonomiye güç getireceği gibi insanlara sağlıksız yaşam koşulları sunar.

Eğlence mekanlarında kullanılan yüksek miktardaki elektrik, su, enerji harcamaları tamamen israfa örnek verilebilir. Bu durum da dünya serveti kabul ettiğimiz imkanları heba etmektir.

Belki de günümüzün küresel sorunlarının başında gelen küresel ısınma, bir an evvel çözülmeye muhtaç bir problem teşkil etmektedir. Isınma sorunu devam ettikçe ısınma neticesinde susuzluk sorunu meydana gelmektedir ve bu sorun beraberinde susuz kalan, içeriği değişmiş topraklarda ortaya çıkan mikroorganizmalara, onlar da salgın hastalıklara sebebiyet vermeye başlayabilir. Bu hastalıklarla baş edebilmek için gerekli hijyeni suyla sağlayabildiğimizi düşünürsek suyun yokluğundaki durumumuzu düşünmek bile istemeyebiliriz.

Küresel Isınmaya neden olan durumları özetlemek gerekirse:

Atmosferdeki gazlar yeryüzünden uzaya yayılan uzun dalga boylu ışığı önce soğurur (tutar), daha sonra tekrar yayar. Sera gazları Dünya’dan uzaya yayılan ısının (kızılötesi ışığın) bir kısmını geri yansıtarak Dünya’nın ısınmasına neden olur. Bu olaya sera etkisi denir. Sera gazı etkisiyle küresel ısınma ve iklim değişikliği meydana gelir.

Sera Gazları Atmosferde Nasıl Artar?

“Sera gazı emisyon miktarı atmosferde insan kaynaklı olarak; fosil yakıt kullanımı, ormanların kıyımı, sentetik gübre kullanımı, endüstriyel prosesler ve hayvancılık ile artmaktadır. Doğal yollarla oluşup sera etkisini arttıran gazlar ise bataklıklardan kaynaklanan metan, su buharları, karbondioksit, metan, nitroz oksit ve ozon içeren gazlardır.

Su buharının miktarı ise suyun doğal çevrimi ile sabit kalırken, karbondioksit miktarı sanayi devriminden bu yana sürekli artmıştır. Fosil yakıtların enerji amaçlı olarak termik santrallerde, araçlarda, ısıtma sistemlerinde yakılması ve bir yandan da yeşil örtünün azalmasıyla atmosferdeki karbondioksit miktarı giderek artmaya devam etmektedir.’’[1]

Peki ayetleri günümüze taşıyarak israflardan sağlıklı yaşamlara nasıl geçebiliriz?

İsterseniz küresel ısınma problemi çözümüyle başlayalım:

Sera Gazı Nasıl Azaltılır?

Sera gazı emisyon miktarlarının azaltılması için şunlar yapılabilir:

“Her yere ağaçlar dikilmeli, atık sular arıtılmalı, teknolojik aletler dünyaya zarar vermeyecek şekilde yenilenmeli, ulaşımda ve taşımacılıkta toplu taşımaya teşvik edilmeli ve araçların buhar gücüyle veya güneş enerjisiyle çalışanları üretilmeli, daha az enerji ile ısınma sağlanmalı, endüstride daha az enerji tüketen teknoloji sistemleri kullanılmalı, enerji tüketimi yüksek prosesler, daha az enerji tüketenler ile değiştirilmeli, enerji tüketimi yoğun olan endüstriyel tesislerde sera gazı emisyon sınırlaması ile ilgili çalışmalar yapılmalı, atmosfere bırakılan metan ve karbon dioksit oranının düşürülmesi için alternatif enerji kaynaklarına yönelmeli, fosil yakıtlar yerine örneğin bio dizel yakıt kullanılmalı, termik santrallerde daha az karbon çıkartan sistemler, teknolojiler devreye sokulmalı, güneş enerjisinin önü açılmalı ve nükleer enerjide karbon sıfır olduğu için dünyada bu enerji ön plana çıkarılmalı, çöplerin vahşi depolanmasına son verilmeli ve düzenli depolama alanları kurulmalı, geri kazanılabilir atıkların geri dönüştürülmesi sağlanmalı, yalıtımsız binalara yalıtım zorunluluğu getirilmeli, enerjiyi verimli kullanan aletler ve ekipmanlar teşvik edilmeli, şehirlerde iş yerine ve okullara gitmek için bisiklet yolları yapılmalıdır.”2      

Gelelim yemeklerden israf edilen 214 milyar tl meblağ ile neler yapılabileceğine:

Toplam 2 milyon 739 bin derslikli 171 bin okul yapılabilir. Toplam 3 milyon 379 bin yataklı 11 bin 263 hastane yapılabilir. 68 milyon vatandaşa yıllık 3 bin 147 tl sürekli vatandaşlık geliri verilebilir. (Not: 2021 yılında bu rakamlar daha fazla artmış olabilir.)

Çarpıcı bir not daha ekleyelim; fakirliğin ortadan kaldırılması için gereken kaynak dünya üretiminin sadece yüzde 1’idir.

Adaletli bir ekonomik model kurup, zulümü sıfıra indermeyi hedeflemeliyiz. Aksi takdirde Birleşmiş Milletler raporunda yer alan iç acıtıcı tablolar her sene artarak devam eder. Ayrıca ekonomideki israfı bitirmek, sağlıklı yaşamlara yelken açmak istiyorsak piyango gibi milletin ekonomisini bozan ve de emeksiz kazancı teşvik eden ticaret kurumlarından vazgeçmeliyiz. Faiz belki de en büyük israf çeşitlerinden olup iki yönüyle de harama hizmet eden düzendir. Devlet ya da herhangi özel yönetim bütçelerinde faize prim vermeyen sistemlerin arayışına geçmeye başlamanın vakti gelmiş hatta geçiyordur.

Allah’ın emanet olarak verdiği sağlığımızı hangi işleri nasıl daha doğru yapma bilinciyle kullanmalıyız ancak bu düşünce tarzıyla sağlıklı yaşamlara geçebiliriz.   

Yukarıda saydığım çözüm maddeleri ile israfları en aza indirip sağlıklı hayata merhaba diyebiliriz.

 


[1] Enerjiportali.com/sera-gazi-nedir/

Enerjiportali.com/sera-gazi-nedir/

Kur'an'i Hayat Dergisi
Kur'an'i Hayat Dergisi

Bu sayfa, Kur'ani Hayat Dergisi'nin resmi sayfasıdır. Dergiyi tanıtma amacıyla kurulmuştur.

Yorumlar