Corona Atak

Nefes alamıyorum… Kalbim çok hızlı çarpıyor… Vücudumun özellikle kafamın uyuştuğunu hissediyorum… Midem bulanıyor... Sanırım kusacağım.. Ya da bayılacak mıyım? Korona mı oldum? Yoksa daha kötü bir şey mi?

Corona Atak

Nefes alamıyorum… Kalbim çok hızlı çarpıyor… Vücudumun özellikle kafamın uyuştuğunu hissediyorum… Midem bulanıyor... Sanırım kusacağım.. Ya da bayılacak mıyım? Korona mı oldum? Yoksa daha kötü bir şey mi?

Kur'an'i Hayat Dergisi

Bu cümleleri hiç kurdunuz mu? Bunlar yüksek kaygı bozukluğu yaşayan bireylerin hissettikleri veya söyledikleri. Hayatınızda belli zaman aralıklarında çok üzüldüğünüz, ani haberler aldığınız zamanlarda veya her şey yolundayken birden bire içinize çöktüğünüz, sessizleştiğiniz, “Eyvah! Yine hasta oluyorum.” dediğiniz anlar olmuş olabilir. Bir yerde yediğiniz yemekten dolayı olduğunu ya da gittiğiniz bir mekanın size iyi gelmediğini düşündüğünüz anlar... O yemeği ya da mekanı kendinize yasakladığınız da olmuş olabilir. Belki defalarca acile gittiniz ve serum takılırken ya da sakinleştirici verilirken doktorun “Bir şey bulamadık, psikolojik.” Dediğini duymuşsunuzdur. Bunların asıl sebebi panik atak yaşamanız olabilir.

Panik atak nedir? Her an kötü bir şey olacakmış kaygısıyla beklenmedik anlarda ortaya çıkan bir kaygı bozukluğudur. Ataklar sırasında yoğun bir şekilde korku, kaygı ve sıkıntı yaşanır.

Bir çoğumuzun hayatına Mart ayı ile beraber giren Kovid-19, pandemi ve karantina kelimeleri öncelikle evlerde ekmek kokusu, çeşitli yiyecek şenlikleri, aile ile geçirilen kaliteli vakitler gibi görünse de aslında bu sürecin ilerleyen safhalarında ciddi bir inkar ve isyan dönemi yaşandı. İnsanlar uzun zamandır hiç yaşamadıkları bir dinginliğin içinde kendilerini bularak özellikle metropollerde ışık hızıyla akan hayatlarında bir durağanlık dönemine adım attılar. Başlangıçta bu durma eylemi insanların sakinleşerek ihtiyaç duydukları bir durum gibi gelse de sonrasında farklı bir evreye yol açtı. Önce  mevcut bir hastalık kabullenilmeden durum atlatılmaya çalışıldı. Fakat ortalama 2-3 ay sonra yavaş yavaş edinilen bilgiler arttıkça korona hastalığı kabul edilmesi zorunlu bir hale geldi. Ve gerçeklerle anbean yüzleşmek zorunluluk oldu.

Uzun süre evde kalma zorunluluğu özellikle iş hayatı ve sosyal yaşamı kalmayan bireyler için yavaş yavaş psikolojik etkilerini göstermeye başladı. Korku ve kaygılar kontrol edilemeyecek bir hal almaya başladı. Çünkü “belirsizlik ve olan durumu kontrol edememe” hali bu duyguların en üst seviyede yaşanılmasına sebep oluyor. Korku ve kaygı insanoğlunu tehlikelerden koruyan duygulardır fakat dozajı çok önemli. Şu dönemde sosyal medyada yer alan aşırı paylaşımlar tehlikede olduğumuzu hissettirerek farklı tepkimelere yol açmaktadır. Sebebi ve sonucu bir türlü kestirilemeyen Kovid-19 yüksek kaygı ve korku salınımına sebep olduğu ve sonuçlarından biri olan panik atak hastalığı insanlığın bir kısmının hayatına dahil oldu.

Panik atağı daha yakından tanıyarak daha iyi hissetmenin yollarını bulabiliriz.

Öncelikli belirtileri nelerdir?

• Bulantı, karın ağrısı, baş dönmesi, bayılacak gibi hissetmek.

• Oksijen kalmadığı hissi, nefes alamama.

• Çarpıntı, kalbin hızlı çarpması, göğüste sıkışma hissi.

• Titreme, üşüme, ateş basması, ani terleme.

• Çevresindeki kişileri farklı algılama.

• Kontrolünü kaybetme.

• Yüksek ölüm ve çıldırma korkusu.

Bu sıraladığımız belirtilerden en az birkaçını yaşıyorsanız ve bu durum sıklaşmaya başladıysa mutlaka psikiyatri bölümüne veya psikoterapistlere başvurmalısınız. Doğru yerden destek almak öncelikle hayat kalitenizi artıracaktır. Panik atak dermansız bir dert değil. İlaç veya Bilişsel-Davranışçı Terapi ile etkili sonuçlara ulaşmak mümkün.

Panik atak sırasında ya da öncesinde yapabileceklerinize bir bakalım…

➢ Pandemi sürecinde maalesef yanlış bilgiler viral oluyor. Doğru olsa da bilmemizin bizim için hiçbir faydası olmayacağı bilgiler günlük mesaj kutularına düşüyor. Eğer hassas bir yapıya sahipseniz bu gereksiz bilgilerden uzak durun.

➢ Evde kalınması zorunlu günlerde rutinlerinizi aksatmayın. Rutinler bizi yaşama bağlar. Kaygı seviyenizi azaltır. Ve gün içinde yaptığınız aynı şeyler normalden uzaklaşmadığınızı, hala iyi hissedebileceğiniz meşguliyetler olduğunu fark ettirir. 

➢ İbadet etmek, meditasyon yapmak, Yaratıcı’yı düşünmek, dua etmek, şükretmek… İşin aslı elindeki imkanları görmek, teşekkür etmek ve fark etmek olmalı. Sadece mutluluğu doruklarda yaşamak değil, dingin bir halde bulunduğun hal içerisinde de ne kadar çok şükredecek şeyin bulunduğunu fark etmek önemlidir.

➢ Olumsuz düşüncelerden uzak durmaya çalışın. “Bana ya da aileme bir şey olursa? Kovid-19 olursak? Sevdiğim falan kişi riskli grupta olduğu için onu kaybedersem?” gibi düşüncelerden uzak durun. Bulunduğunuz anda kalmaya çalışın ve düşüncelerinizin neler olduğunu iyice fark edin. Daha sonra, şu anda ne yapabileceğinizi kendinize sorun. Yapılacak şeyler arasında kurallara uymak dışında bir sonucunuz yok ise “derin bir nefes” alın. Elinizden gelenin en iyisini yapıyorsunuz zaten. Hayata biraz daha gerçekçi bir açıdan bakmak gerekirse, “Bunca kaygı ve korku yaşayınca evde bu düşüncelerle baş başa kalarak aşı mı bulacağım sanki?” diyerek gülüp geçebilirsiniz. Yersiz kaygı üretmenize, korkmanıza gerek olmadığınızı bilin. Bu bilgiye tüm yüreğinizle inanmak sizi rahatlatacaktır.

➢ Panik atak esnasında hissedilen kalp sıkışması ya da çıldırmanın eşiğine gelmişlik gibi hisler gerçek değildir. Bu korkunuzun gerçek olmadığını kendinize hatırlatırsanız fiziksel olarak kendinizi kötü hissetmenin önüne geçebilirsiniz. Emin olun kalp krizi geçirmeyecek ya da çıldırmayacakasınız. Maksimum 30 dakika içerisinde hissettiklerinizin yoğunluğu azalmaya başlayacak.

➢ Mutlaka farklı iletişim araçları vasıtasıyla arkadaşlarınız veya akrabalarınızla görüşmeye devam edin. Arkadaşlarınızla beraber online kahve muhabbetleri, sohbet grupları yapabilirsiniz ya da kitap okuma günleri yaparak kendiniz için farklı etkinlikler oluşturabilirsiniz. Bunlar size yalnız olmadığınızı, herkesin aynı şeyleri yaşadığını, fakat beraber oldukça aşılabileceğini hissettirecek ve iyi gelecektir.

Panik atak geçiriyor olmanız size kötü hissettirmesin. Yaşadıklarınızı paylaştığınız zaman karşınızdaki kişinin şaşkın gözleri sizi kendinize yabancılaştırmasına izin vermeyin. Unutmayın ki insanoğlu karşılaştığı problemler ve olaylara farklı tepkiler verebilir. Önemli olan sizin bu tepkilerin sebebini fark etmeniz, bunları kabullenmeniz ve yardım çağrısını doğru kişiye göndermenizdir. Farkındalık arttıktan, doğru bilgiye ulaştıktan ve yardım aldıktan sonra kendinizi çok daha iyi ve konforlu hissedeceksiniz.

Ve son olarak kendinize ve kaygılarınıza şunu söyleyin: ‘Sevgili kaygı ve korkularım! Biliyorum beni korumaya çalışıyorsunuz ancak şu anda (hissettiğimin aksine) tehlikeli bir durumun içinde değilim. Sizi seviyor ve sizi olduğunuz gibi kabul ediyorum. İhtiyacım olduğu durumlar için her daim sizi misafir etmeye devam edeceğim. ​Sevgiler.’

 

 

 

Kur'an'i Hayat Dergisi
Kur'an'i Hayat Dergisi

Bu sayfa, Kur'ani Hayat Dergisi'nin resmi sayfasıdır. Dergiyi tanıtma amacıyla kurulmuştur.

Yorumlar